Dava dilekçesinde, ortak yerlere el atmanın önlenmesi ve projeye aykırılıkların giderilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davalının projeye aykırı olarak davacıların bağımsız bölümlerinin eklentisi olan 5 adet kömürlüğü ve bodrum katındaki ortak yerleri, depo nitelikli bağımsız bölümüne katarak ganyan bayii olarak kullandığı belirtilerek; davalının bodrum kattaki depoya projeye aykırı olarak ilave ettiği inşaatların kaldırılması, depoların projedeki durumuna getirilmesi; davacılara ait bağımsız bölümlerin eklentileri olan 1, 2, 3, 4 ve 5 nolu kömürlüklere el atmanın önlenmesi, değişikliklerin kaldırılarak projeye uygun hale getirilmesi, bodrum katın işyeri olarak kullanımının önlenerek projedeki hale getirilmesi, depoya açılan havalandırma deliklerinin kapatılarak projeye uygun hale getirilmesi, bodrum kattaki ortak yerlere el atmanın önlenmesi, tüm bu yıkımların ve imalatların davalıya yaptırılması, davalı yapmadığı takdirde davacılar tarafından yapılması halinde tüm masrafların davalıdan alınmasına karar verilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 1-HUMK.nun 388.maddesinin son fıkrası uyarınca mahkeme kararının hüküm sonucu kısmında istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların birer birer, açık ve şüphe uyandırmayacak, duraksama yaratmayacak şekilde gösterilmesi gerekmektedir. Buna göre mahkeme kararının hüküm fıkrasında davanın kabulüne karar verildiği halde davacılar vekilinin davacıların bağımsız bölümlerinin eklentilerinin (5 adet) yeniden oluşturularak projeye uygun hale getirilmesi istemi konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemiş olması, 2- Dosyadaki belgelere, bilirkişi raporuna, tanık anlatımları ve taraf beyanlarına göre davaya konu anataşınmazın bodrum katının binanın ilk inşaası sırasında müteahhidi tarafından projesine uygun olarak yapılmadığı anlaşıldığına göre; projesine uygun hale getirilecek olan depoya ve kömürlüklere ulaşmayı sağlayacak ana merdivenin döşeme kırılmak suretiyle oluşturulmasından yalnızca davalının değil, davada taraf olan tüm kat maliklerinin arsa payları oranında yükümlü olacakları düşünülmeden, bu kısım ile ilgili olarak projeye uygun eski hale getirme ve giderlerinden sadece davalının sorumlu tutulması, 3- İcra ve İflas Kanununun 30.maddesinde bir işin yapılmasına ilişkin mahkeme kararlarının ne şekilde yerine getirileceği açıkça belirtilmiş olup, mahkemece buna göre dava konusu edilen ve 2 nolu bozma bendi dışında kalan yerlerin davalı tarafça eski hale getirilmesine hükmedilmesi gerekirken, kendisine tanınan süre içerisinde hükmün gereğinin yerine getirilmemesi durumunda davacıya eski hale getirmek için yetki verilmesi ve giderlerin davalıdan tahsiline hükmedilmiş olması, Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.