T.C. YARGITAY 18. Hukuk Dairesi Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : Serik 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/09/2014NUMARASI : 2014/220-2014/338 Dava dilekçesinde, küçük .'ın nüfusta 10.03.2010 olan doğum tarihinin 18.11.2008 olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı nüfus idaresi tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:1-Davacılar müşterek çocukları Emine'nin nüfus kaydında 10.03.2010 olan doğum tarihinin 18.11.2008 olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulü ile küçük Emine'nin doğum tarihinin 18.11.2008 olarak düzeltilmesine karar verilmiş, kararı davalı N.. M.. temyiz etmiştir.Davacılardan çocuğun annesi olan Güler'in önceki kocasından 07.05.2009 tarihinde kesinleşen kararla boşandığı, çocuğun babası olan diğer davacı Haydar ile 04.12.2009 tarihinde evlendiği dosyaya alınan nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır. Çocuğun doğum tarihi 18.11.2008 olarak düzeltildiği, doğum bu tarihe götürüldüğü takdirde ananın önceki evliliği içinde doğmuş ve çocuk bir başka erkeğe soybağı ile bağlanmış olacaktır. Çocuğun soybağında değişiklik sonucunu doğuracak şekilde doğum tarihinde düzeltme yapılamaz. Ana, önceki evliliğinin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmeden 04.12.2009 tarihinde yeniden evlenmiştir. Bu durumda Türk Medeni Kanunu'nun 290/1. maddesinde yer alan "ikinci evlilikteki kocanın baba sayılacağına" ilişkin kanuni karine çürütülmediğine göre çocuğun doğum tarihi, sözü edilen yasal karineyle çatışmayacak şekilde ananın önceki evliliğinin sona erdiği tarihten sonraki bir tarih olarak düzeltilebilir. Mahkemece bu hukuki durum nazara alınmadan doğum tarihinin 18.11.2008 olarak düzeltilmesi doğru görülmemiştir.2-Kabule göre de;Doğumun resmi sağlık kurumunda veya hastanede olup olmadığı, tescil belgesi getirtilmek suretiyle araştırılmadan, doğuma ait resmi belge ibraz edilmesi halinde, yaş tespitine gidilemeyeceği nazara alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.