Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17870 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9908 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDava dilekçesinde, Kamulaştırma Kanununun 17. maddesi uyarınca tescil istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkemece temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi üzerine bu kez bu ret kararı da davalı vekilince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Mahkemenin esasa ilişkin kararının davalı vekili tarafından temyizi; dosya imha edildiği, mahkeme kararlarının uygulanması 10 yıllık süreye tabi olduğu ve 25 sene sonra temyiz yoluna gitmek mümkün olmadığı gerekçesiyle reddedilmiş ise de, davanın tapu kaydında ve davada soyadı belli olmayan davalının yokluğunda yürütülerek sonuçlandırıldığı, dava konusu taşınmazdaki davalı payı davacı idare adına tescil edimiş ise de; tescil dosyasının imha edilmesi nedeniyle gerekçeli kararın davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği denetlenemediğinden hukuken kesinleşmiş bir karardan söz edilemeyeceğinden ve tescil davasında soyadı belli olmayan davalıya yapılan tebligat geçersiz olduğundan dolayısıyla davalının kararı temyiz etme hakkı bulunduğundan, bu nedenle mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin 22.05.2014 günlü ek kararının kaldırılmasına karar verilerek dosyadaki tüm kağıtların incelenmesi sonucu;Dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazla ilgili kamulaştırma işlemlerinin kesinleştiği ileri sürülerek Kamulaştırma Kanununun 17.maddesi uyarınca davalının 1/4 hissesinin iptali ile idare adına tescil istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 17. maddesine göre, kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırmayı yapan idare adına tescil edilebilmesi için, öncelikle kamulaştırma kararının ve diğer ilgili belgelerin malike yöntemince tebliğ edilmesi, tebliğ edilen kamulaştırma işlemine karşı malikin süresinde idari ve adli yargıya başvurmamış veya bu konuda açılan davalar kesin olarak sonuçlanmış olmasına karşın, tapuda ferağ vermediği taktirde; idare, takdir edilen ve dava açılmış olması halinde artırılan kamulaştırma bedeli ile fer'ilerinin tamamını hak sahibi adına ulusal bankalardan birine yatırarak makbuzunu ilgili belge örnekleriyle birlikte mahkemeye vererek taşınmazın adına tescilini isteyebilir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; taşınmazın tapu kayıt hisse maliki .. kızı ... kamulaştırma işleminin tebliğine dair tebligatın davalının soyadı yazılı olmadığından iade edildiği, eldeki tescile ilişkin davada tebligatın ilanen yapıldığı anlaşılmakta ise de malikin adresi 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7. maddesi ile Tebligat Kanununun 28. maddesi hükümlerine göre araştırılıp, adresinin tespit edilememesi halinde ilanen tebliğ yoluna başvurulması gerekir, kaldı ki davalının kamulaştırma işlemlerinin tebliği sırasında soyadının belli olmadığı, soyadı belli olmayan kişiye yapılan ilanen tebliğin geçersiz olduğu anlaşıldığından adı geçen malik yönünden kamulaştırma işleminin kesinleşmediği ve dolayısıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 17. maddesinin koşullarının oluşmadığı ve eldeki davada davaya konu edilen taşınmazla ilgili Dairemizce aynı gün incelenen Dairenin 07.12.2015 gün ve 2014/13835 E.-2014/17869 K. sayılı (İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.01.2013 gün ve 2012/47 E.-2013/35 K. sayılı) kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak davalı tarafça açılan tazminat davası ile eldeki tescil davası arasında hukuki ve fiili bağlantı olduğu ve İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/47 E-2013/35 Karar sayılı dosyanın bozma nedeniyle halen derdest olduğu da gözetilerek bu davanın yukarıda sözü edilen dava dosyası ile birleştirme kararı verilerek birlikte değerlendirilmesi ve sözü edilen dosyada mevcut (Dairenin 07.12.2015 gün ve 2014/13835 Esas-2015/17869 Karar sayılı) bozma ilamında açıklanan hususlar da dikkate alınmak suretiyle birleşen dosya üzerinden bir karar verilmesi gerektiğinden mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 07.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.