Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17285 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3235 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/11/2014NUMARASI : 2014/72-2014/851Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, İli İlçesi Mahallesi ada parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak;1-Dava konusu taşınmazın değerinin tespiti amacıyla Döşeme Mahallesi 5515 ada 338 parsel sayılı taşınmazın 05.08.2009 tarihli satışı somut emsal olarak değerlendirilirken, taşınmaz üzerinde bulunan ve satış bedelinden düşülmesi gereken bina bedeli, satışın yapıldığı 2009 yılı yerine dava tarihi olan 2014 yılı yapı birim maliyet cetveline göre hesap edilerek eksik bedele hükmedilmesi, 2-Bilirkişi raporunda somut emsalin üzerinde bulunan yapı bedelinin hesaplanmasında yıpranma payı %25, Dairemizce aynı gün incelenen Adana 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/37-535 sayılı dosyasında ise %20 olarak alınmış olup, aradaki çelişki nedeniyle yapının yaşı tespit edilerek 02.12.1982 gün ve 17886 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan aşınma paylarına ilişkin oranları gösteren cetvele göre yıpranma payı oranının belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,Doğru görülmemiştir. 3-Bundan ayrı olarak;Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tesbiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir. ./..-2-Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı Yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 26.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.