Dava dilekçesinde yaş düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı nüfus idaresi tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacılar dava dilekçelerinde; kayden 15.6.1985 doğumlu olan ve velayetleri altında bulunan Ramazan'ın doğum tarihinin 15.6.1983 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece, yargılama sırasındaki davacı istemi de göz önüne alınarak küçüğün doğum tarihini 15.6.1984 olarak düzeltilmesine hükmedilmiştir. Karar, henüz kesinleşmeden şerh verilmek suretiyle Nüfus idaresine gönderilmiş ve nüfus kütüğüne bu haliyle işlenmiştir. Nüfus idaresinin yazısı üzerine karar C.Savcısı tarafından temyiz edilmiş, dosyayı inceleyen Dairemiz; doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilen Ramazan ile aynı anneden doğduğu anlaşılan kardeşi 10.5.1984 doğumlu Dilek arasında düzeltilen doğum tarihine göre 1 ay 5 günlük bir zaman farkı bulunduğu, bir kadının bu süre içerisinde iki kez doğum yapmasının tıbben mümkün olmadığı, doğum tarihinde düzenleme yapılırken, bu kayıtların diğerleri ile çelişik olmamasına özen gösterilmesi gerektiği, böyle bir sonucu doğuracak şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı hususlarına değinerek kararı bozmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında her iki davalının, davalarından feragat ettiklerini beyan etmeleri üzerine mahkemece, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.Ancak;Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacıların çocuğu Ramazan'ın doğum tarihinin mahkeme kararı ile 15.6.1984 olarak düzeltilmesi sonucu aynı anneden doğduğu anlaşılan kardeşi Dilek'in doğum tarihi ile arasında 1 ay 5 günlük bir süre kalmaktadır. Yukarıda sözü edilen bozma kararında da değinildiği gibi bir kadının bu kadar kısa süre içerisinde iki kez doğum yapması tıbben olanaklı değildir. Ne var ki, Nüfus idaresi kesinleşme şerhi bulunan karara göre Ramazanın yaşını, 15.6.1984 olarak nüfus kütüğüne işlemek zorunda kalmıştır. Davacılar da amaçlarına ulaştıkları için davadan feragat ederek kendi lehlerine haksız olarak bir imkan elde etmişlerdir. Nüfus kütükleri üzerindeki kayıt, tescil ve düzeltme işlemleri kamu düzeni ile ilgili olup hukuken geçerli belge veya kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre yapılması zorunludur. Nitekim 1587 sayılı Nüfus Kanununun 46. maddesinin ikinci fıkrasında, ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine kayıt düzeltme davalarının Cumhuriyet Savcıları tarafından da açılabileceği öngörülmüştür, ilgili resmi daireler arasında Nüfus idaresinin de bulunduğunda kuşku yoktur. Nüfus Müdürlüğünün istemi üzerine C.Savcısı tarafından açılacak bir dava ile yaşının düzeltilmesi istenen Ramazan'ın kesinleşmemiş mahkeme kararına dayanılarak nüfus kütüğüne 15.6.1984 olarak işlenen doğum kaydının iptal edilmesi ve dava açılmazdan önceki kaydı olan 15.6.1985 tarihinin yeniden kütüğe işlenmesi her zaman mümkündür.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı deliller ile kanuni gerektirici sebeplere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün (ONANMASINA), 3.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.