Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16169 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18206 - Esas Yıl 2015
T.C.YARGITAY18. Hukuk DairesiESAS NO : 2015/18206 KARAR NO : Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : Kastamonu Aile MahkemesiTARİHİ : 07/05/2014NUMARASI : 2013/53-2014/205Dava dilekçesinde, küçükler ve soybağının reddi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalı Nilay'dan 2004 yılında boşandığını ancak 2008 yılında davacının hanesine ve isimli çocukların davalı tarafından yazdırıldığını davacının yeni öğrendiğini, çocukların babasının davacı olmadığını ileri sürerek davacının ve ile olan soybağının reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 284. maddesinde; "Soybağına ilişkin davalarda, aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uygulanır: 1. Hakim maddi olguları resen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder. 2. Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hakimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hakim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 292. maddesinde ise; “(1) Uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak, ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkes, soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorundadır. Haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde, hâkim incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar verir. (2) Üçüncü kişi tanıklıktan çekinme hakkı bulunduğunu ileri sürerek bu yükümlülükten kaçınamaz." hükümleri getirilmiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 07.02.1990 tarihinde davalı ile evlendiği ve ondan 30.12.2004 tarihinde boşandığı, 12.08.2008 tarihinde davalı tarafın bildirimiyle davacının nüfus hanesine 02.11.2000 doğumlu ile 19.09.2003 doğumlu isimli çocukların yazdırıldığı, davacının bunu ./..2015/18206-16169 -2-öğrenmesi üzerine çocukların babasının davacı İsmail olmadığı ileri sürülerek davacının ve ile olan soybağının reddine karar verilmesinin istendiği, mahkemece DNA gideri yatırılması için davacıya kesin süre verildiği, bu süre içinde DNA giderin yatırılmadığı ve kesin sürenin gereği yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 286 vd. maddelerine dayalı olarak açılan soybağının reddi istemine ilişkindir. Kamu düzeni ile yakından ilgili olan bu tür davalarda, Türk Medeni Kanunu'nun 284. maddesinde belirtilen koşullar saklı kalmak kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu uygulanır. Anılan madde uyarınca, hakim maddi olguları re’sen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 325.maddesi uyarınca tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işlerde, hâkim tarafından re'sen başvurulan deliller için gereken giderlerin, bir haftalık süre içinde taraflardan birisi veya belirtilecek oranda her ikisi tarafından ödenmesine karar verilir. Belirlenen süre içinde bu işlemlere ait giderleri karşılayacak miktarda avans yatırılmazsa, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere Hazineden ödenmesine hükmedilir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında, mahkemece yöntemine uygun şekilde yargılama yapılmak suretiyle DNA testi yaptırılıp alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde DNA giderinin yatırılmaması gerekçesi ile davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.