Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15446 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9209 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Bursa 6. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/06/2013NUMARASI : 2012/505-2013/338Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, bozma sonrası belirlenen kamulaştırma fark bedelinin ilk karar tarihinden bankada bloke edilmesi talimatının verildiği tarihe kadar işlemiş yasal faizinin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davalı vekili dava dilekçesinde; Osmangazi Belediye Başkanlığı'nca davacı aleyhine açılan kamulaştırma davasında Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/420 Esas - 2008/428 Karar sayılı dosyasında davacıya ait taşınmazın kamulaştırılmasına ve 1.070.010,00TL bedelin ödenmesine karar verildiğini, verilen kararın taraflarca temyiz edildiği ve bedelin düşük olduğu gerekçesiyle Yargıtay'ca bozulduğunu, bozma sonrası yapılan yargılamada verilen kararda taşınmaz bedelinin 2.113.600,00 TL olduğunun tespit edildiğini ve geriye kalan 1.043.590,00 TL fark bedelin arsa malikine ödenmesine karar verildiğini, fark bedelin davacı tarafından, işlemiş yasal faiz alacak hakkı saklı tutularak tahsil edildiğini beyan etmiş, iş bu dava ile de 27.6.2008 olan ilk karar tarihinden bankaya bloke yazısının yazıldığı 21.6.2010 arasındaki geçen dönem için yasal faiz talep edilmiş, mahkemece idare bedeli süresi içinde yatırdığından davanın reddine karar verilmiştir.Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi'nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerekip, kesinleşmiş davalarda ise bedel alınırken hakkın saklı tutulmuş olması halinde faiz ayrı bir dava ile istenebileceğinden, mahkemece işin esasına girilip, tüm deliller toplanarak davacının talebide dikkate alınıp bilirkişiden rapor alınıp oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.