MAHKEMESİ : Kırıkhan 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/02/2014NUMARASI : 2013/463-2014/68Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:1-2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasayla değişik 15. maddesinin son fıkrası uyarınca bilirkişilerce yapılan değer tespitinde, idarece belgelerin mahkemeye verildiği gün (dava tarihi) esas tutulur. Buna göre tarım arazisi olan dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihindeki (2013 yılı) mevki ve şartlarına (sulu arazi niteliğine) göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirinin tespitinde, münavebeye alınacak ürünlerin 2013 yılına ait dekar başına asgari ve azami verimi ve üretim giderleri ile kg başına toptan satış fiyatlarının esas alınması gerekir. Kural böyle iken, 2012 yılına ilişkin resmi verilere göre bedel tespiti doğru değildir. Mahkemece bilirkişi raporunda münavebeye alınan buğday, saman, 2.ürün mısır ve pamuğun sulu tarlada 2013 yılında dekar başına asgari ve azami verimi, satış fiyatı ve üretim giderlerini gösteren veri listesindeki verilere göre bilirkişi kurulundan ek rapor alınmalı kazanılmış haklar da gözetilerek oluşacak sonuç doğrultusunda hüküm kurulmamış olması,2-Dava dilekçesinde dava konusu taşınmaz M. Köyü .. ada..parsel sayılı taşınmaz olup yargılama bu parsel üzerinden yapılmış olmasına rağmen Karamağara Köyü.. parsel üzerinden hüküm kurulmuş olması,Ayrıca;3-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir. Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi'nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, ilk karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerekirken kamulaştırma bedelinin bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş faiziyle davalılara ödenmesine karar verilmiş olması, Doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.