Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15353 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16766 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Kayseri 3. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/09/2013NUMARASI : 2009/1409-2013/1198Dava dilekçesinde, ortaklığın giderilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne, ortaklığın kat mülkiyeti kurulması suretiyle giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı dava dilekçesinde, dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın taksim yolu ile giderilmesini ve fiilen kullanılan bağımsız bölümlerin adına tesciline karar verilmesini istemiş, mahkemece kat mülkiyeti kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Kat Mülkiyeti Yasası'nın 10. maddesinin son fıkrası hükmüne göre kat mülkiyetine konu olmaya elverişli bir taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi davasında, ortak maliklerden birinin yargılamanın herhangi bir aşamasında paylaşmanın kat mülkiyeti kurulması yoluyla yapılmasını istemesi durumunda hakim, 12. maddedeki belgeleri de tamamlattırıp taşınmaz mülkiyetinin kat mülkiyetine çevrilmesine ve paylar denkleştirilmek suretiyle bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı özgülenmesine karar vermelidir.Dosyada toplanan belge ve bilgilere göre, dava konusu taşınmazın Kat Mülkiyeti Yasası'nın 50/2. maddesi hükmüne uygun nitelikte olduğu anlaşılmaktadır.Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerine uygun olarak üzerinde kat mülkiyetine elverişli yapı bulunan ortak taşınmazda kat mülkiyetine geçilebilmesi için, üzerindeki yapının mimari projesine uygun biçimde tamamlanmış ya da projesi olmamakla birlikte fiili durumuna göre çizdirilmiş imara ve fenne uygunluğu ilgili makamca onaylanmış projesinin olması, bağımsız bölümlerin başlı başına kullanmaya elverişli bulunması (M.1), yapının tümünün kargir olması (M.50/2) ve her paydaşa en az bir bağımsız bölüm düşmesi, ayrıca 12. maddede yazılı belgelerin (belediyeden onaylı proje, yapı kullanma izin belgesi ve yönetim planı) tamamlattırılması gerekmektedir. Bu koşulların gerçekleşmesi durumunda anılan Yasanın 10. maddesinin son fıkrası hükmünce taşınmazda kat mülkiyetine geçilebilecek ve açılan davada ortaklığın bu yolda giderilmesine karar verilebilecektir.Dosyada mevcut belgelerle, bilirkişi raporu içeriğine göre, dava konusu taşınmaz üzerinde 7 adet bağımsız bölüm bulunduğu, belediye başkanlığından gelen yazı cevabında ise davaya konu taşınmazın aynen taksiminin mümkün olmadığının bildirildiği ve davacılar tarafından imzalı 09.09.2013 tarihli paylaşım listesi dikkate alınmak suretiyle bağımsız bölümlerin paydaşlara aidiyetine karar verildiği anlaşılmaktadır.Kat mülkiyetine geçiş suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilebilmesi için anataşınmazın tümüyle (ortak yerler, eklentiler vs. dahil) projesine uygun halde yapılmış olması veya mevcut haliyle çizdirilecek projesinin belediye tarafından onaylanması gerekir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarında, tamamlanmış yapının fiili durumu ile onaylı projesi arasında aykırılıkların bulunması ya da yapının imara uygun ancak projesiz inşa edilmiş olması gibi kat mülkiyeti kurulmasına engel oluşturan eksikliklerin mevcut olduğu durumlarda hemen kat mülkiyeti kurulamayacağı sonucuna varılmayarak, bu eksikliklerin giderilip yasal koşullara uygun hale getirilmesi mümkün ise bunun isteyen tarafa tamamlattırılması yoluna gidilmesi gerektiği kabul edilmektedir.Yukarıda açıklanan bilgiler ışığında dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde;1-Taraflarca çizdirilen bir mimari proje mevcut ise de, bilirkişi raporunda yapının bu projeye uygun inşa edilmiş olup olmadığı hususunda net bir açıklamaya yer verilmemiş olduğundan yapının bu projeye uygun olup olmadığı anlaşılamadığı gibi, mimari projenin üzerinde sayı ve onay tarihi bulunmadığından bu projenin onaylanıp onaylanmadığı tam olarak anlaşılamamaktadır. Bu nedenle bu projenin yeniden belediye başkanlığına gönderilerek onay tarihi ve sayısı da açıkça yazılarak yapıya ve imara uygunluğu onaylattırılıp gerektiğinde buna bağlı olarak oturma izin belgesinin de alınması ve bilirkişiden yapının projeye uygunluğu konusunda ek rapor da alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlarda araştırma yapılmadan karar verilmiş olması,2-Kayseri Belediyesi Plan ve Proje Müdürlüğünün 25.01.2010 tarihli yazısında davaya konu taşınmazın aynen taksiminin mümkün olmadığı bildirildiği halde, aynen taksimin neden mümkün olmadığı hususunda herhangi bir araştırma yapılmadan karar verilmiş olması, 3-Davaya konu taşınmazda ortaklığın kat mülkiyeti kurulmak suretiyle giderilmesine karar verilmiş ise de taraflarca anataşınmaza ait yönetim planlarının düzenlettirilmediği anlaşılmıştır. Kat mülkiyeti kurulurken esas alınması gereken yönetim planının hazırlattırılmadan ve ayrıca yönetim planının paydaşlarca imzalanması için uygun bir süre tanınarak bu süre içinde imzadan kaçınan paydaşın olması halinde son nihai kararda bu yönetim planının imzalanmış sayılmasına hükmedilmek gerekirken bu eksiklik giderilmeden karar verilmesi,4-Mahkeme kararının hüküm fıkrasında kat mülkiyeti kurularak ortaklığın giderildiğinin açıkça belirtilmesi ile sırasıyla her bir kat malikine özgülenen bağımsız bölümler, bağımsız bölüm numaraları ve arsa payları, bağımsız bölümün niteliği (dükkan, mesken vs.) varsa eklentilerinin infazda tereddüt yaratmayacak şekilde açıkça gösterilmesi ve buna göre tapuya tescil kararı verilmesi gerekirken bağımsız bölümlerin niteliği belirtilmeden karar verilmiş olması,5-Ortaklığın giderilmesi davalarında 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca aynen taksime karar verilince taşınmazın değeri üzerinden binde 3,96 oranında harç alınması gerektiğinin dikkate alınmaması,Doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.