Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15329 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1349 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, dava konusu anataşınmazda bağımsız bölümlerle arsa paylarının orantılı olmadığından yeniden düzenleme yapılması istenilmiştir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar ile davalıların .... İlçesi .... Mahallesi 1156 ada 20 parselde bağımsız bölüm malikleri oldukları taşınmazda arsa paylarının konum ve büyüklüğüne göre hesaplanan değerleri ile orantılı olmadığını, arsa paylarının yeniden düzenlenmesini istemiş; mahkemece, dava konusu anataşınmazda 1981 yılında kurulan kat mülkiyetinden 10 yıl geçtikten sonra arsa payının düzeltilmesine ilişkin açılan bu davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.Kat Mülkiyeti Kanununun 3.maddesinde, arsa paylarının bağımsız bölümlerinin değerleri ile orantılı olarak tahsis edilmediği hallerde, her kat maliki veya kat irtifakı sahibinin arsa paylarının yeniden düzenlenmesi için mahkemeye başvurabilecekleri, arsa paylarının o bölümlerinin değerinde sonradan meydana gelen azalma veya çoğalma sebebiyle değiştirilemeyeceği hükme bağlanmış; Yargıtay uygulamalarında ise, kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulurken arsa paylarının düzenlenmesi sırasında bu düzenlemeye katılan kat maliklerinin sonradan dava açması halinde, Türk Medeni Kanununun 2.maddesi gereğince iyiniyet kurallarıyla bağdaşmadığı gerekçesi ile davalarının reddine karar verilmesi ilkesi benimsenmiştir. Kat mülkiyetli veya kat irtifaklı taşınmazlarda uygulanacak olan Kat Mülkiyeti Kanununda tamamen özel düzenlemelere yer verilmiş olduğundan, sonradan kat maliki olanların arsa payı düzenlenmesi davası açmaları için zamanaşımı engeli ve Türk Medeni Kanununun müşterek mülkiyete ilişkin hükümlerinin, Kat Mülkiyeti Kanununda bu yönde bir düzenleme olmadığı gerekçesiyle bu Kanunun düzenlenme amacı da dikkate alındığında, uygulama imkanı bulunmamaktadır. Buna göre mahkemece, tarafların bütün delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi yerine 10 yıllık zamanaşımı süresinden söz edilerek davanın bu nedenle reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.