Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14512 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15432 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Gemlik 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/04/2013NUMARASI : 2012/164-2013/350Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve kayyım vekili tarafından salt gerekçeli karar başlığında kayyım sıfatının ve vekilinin isminin gösterilmemesi nedeniyle temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak;1-Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik arazilere ilişkin 11.maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde, taşınmazın kamulaştırma (dava) tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmektedir. Bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında, münavebeye alınacak ürünler ve uygulanacak kapitalizasyon faizi yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır. Mahallinde yapılan keşif sırasında bu yönde herhangi bir tespit yapılmamış, bilirkişi kurulunun raporunda sulu ziraat yapılan arazi olduğu gerekçesiyle sulu arazilerde uygulanan ürün münavebesi ile buna uygun kapitalizasyon faizi esas alınarak değer biçilmiştir. Bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi olduğu belirlendikten sonra taşınmaza yakın ve komşu parsellerde çitçilerin kendi imkanları ile yakındaki Karsak deresinden taşınmazı suladığı belirtilmiş ise de; sulamanın dava konusu taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama ya da başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yapılan sulamanın başkasının taşınmazındaki bir havuzdan yapılıyor olması durumunda bu sulamanın daimi ve geçerli kabul edilebilmesi için kaynak üzerinde dava konusu taşınmaz lehine bir irtifak hakkı kurulmuş olması gerektiğinden bunun varlığı ve suyun yeterliliği gibi hususlarda ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılıp belirlenmeden, pompalama ile sulama varsa buna ilişkin yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmesi gerektiği düşünülmeden düzenlenen bilirkişi kurulu raporu esas alınarak karar verilmesi,2-Dava konusu taşınmazın üzerinde depo vb. tesisler yapılabilecek olması, ticari binalara ve ihracat merkezine yakınlığı gibi hususların tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değerinde en fazla % 50 oranında objektif değer artışına neden olabileceği düşünülmeden, % 80 oranında objektif değer artışı belirlenerek karar verilmesi,3-Davalı R.. C..’a kayyım olarak atanan A.. U..’ın karar başlığında kayyım sıfatı ile gösterilmesi gerekirken davalı sıfatı ile gösterilmiş olması ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/1-b maddesine aykırı olarak kayyım A.. U..’ın vekili Av.A.. B.. karar başlığında isminin gösterilmemesi,Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı kayyıma iadesine, 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.