MAHKEMESİ : Gülşehir Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/09/2013NUMARASI : 2011/607-2013/309Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı vekili Av.İ.. C..ve aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av.T.. M..geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Hükmü temyiz eden davalı, kanun yollarına başvuru sırasında verdiği dilekçe ile adli yardım talebinde bulunmuş ise de, talebin 6100 sayılı HMK.nun 334 vd. maddelerinde açıklanan yasal dayanaktan yoksun olması nedeniyle yerinde görülmeyen adli yardım talebinin reddine, 2-Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 sayılı Yasa ile değişik 8.maddesi hükmü uyarınca kamulaştırmayı yapacak idarenin kendi bünyesi içinden teşekkül ettirilen kıymet takdir komisyonunca kamulaştırılan taşınmaz için tespit edilen tahmini bedel, idarenin bu iş için ayıracağı ödeneği yaklaşık olarak bilip buna göre önlem almasını kolaylaştıran ve özellikle pazarlık ya da trampa yoluyla taşınmazın satın alınabilmesi için uzlaşma komisyonunun mal sahibine teklif olarak götürebileceği azami fiyatı gösteren bir ölçüt olup, idarenin yaptırdığı bu tahmin, kamulaştırma bedeli olmadığı gibi Yasanın 10. maddesinde öngörülen esaslar çerçevesinde kamulaştırma bedelinin mahkemece tespitinde belirleyici ve bağlayıcı bir unsur da değildir. Bu bakımdan kamulaştırma bedelinin tespiti davasında Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca mahkemece yapılacak keşif sonucu düzenlenecek bilirkişi raporları esas alınarak adil ve hakkaniyete uygun bir bedel tespit edilmesi gerekirken, mahkemece kıymet takdir komisyonunca kamulaştırılan taşınmaz için tespit edilen bedelin kamulaştırma bedeli olarak tespitine karar verilmiş olması, 3-2942 sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11.maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca bilirkişi kurulu, arazi niteliğindeki taşınmaz malın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak düzenleyeceği raporda, bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit etmelidir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında ise özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için dekar başına elde edilecek ortalama verim, üretim gideri ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır. Bu nedenle mahkemece Gülşehir Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü'nden dava tarihi (değerlendirme yılı) olan 2011 yılı itibarıyla münavebeye ve değerlendirmeye alınacak ürünlerin sulu şartlardaki verilerini gösterir (üretim giderlerini de kalem kalem ayrıntılı olarak gösterir) cetvel getirtilerek ve taşınmazın Kızılırmak yatağı içinde olması nedeniyle niteliği sulu arazi olarak kabul edilip bu niteliğine uygun ürün münavebesi alınarak ve Yargıtay uygulamaları gereği sulu tarım arazisi olması nedeniyle %5 kapitalizasyon faizi uygulanmak suretiyle değer belirlemek gerekirken bu esaslara uygun değerlendirme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi, 4-Dava konusu taşınmazın üzerinde kullanıma hazır hale getirilmiş çakıl veya kum olup olmadığı, varsa bunlara idarece el konulup konulmadığı araştırılarak bunların bedelinin de tespit edilen kamulaştırma bedeline ilave edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 5-Kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tesciline ilişkin davaların bu niteliğine göre vekille temsil edilen davacı idare yararına ve tespit edilen bedel dikkate alınarak AAÜT'nin 12. maddesindeki “(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir." (2) Şu kadar ki asıl alacak miktarı 3.666,66 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez.” şeklindeki düzenleme uyarınca 440,00 TL avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken 1320,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi,Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.