MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mah.Sıfatıyla) Dava dilekçesinde, soybağının reddi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının gerçek babasının davalı ..... olmadığını beyan ederek soybağının reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 293. maddesinde; " Eşler, evlilik dışında doğmuş olan ortak çocuklarını, evlenme sırasında veya evlenmeden sonra, yerleşim yerlerindeki veya evlenmenin yapıldığı yerdeki nüfus memuruna bildirmek zorundadırlar. Bildirimin yapılmamış olması, çocuğun evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olmasını engellemez.", 294. maddesinde: “Ana ve babanın yasal mirasçıları, çocuk ve Cumhuriyet Savcısı sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebilirler. İtiraz eden, kocanın baba olmadığını ispatla yükümlüdür. Çocuğun altsoyu da, çocuğun ölmüş ya da ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybetmiş olması halinde itiraz hakkına sahiptir. Tanımanın iptaline ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.", aynı Yasanın 300. maddesinde ise; "Tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her halde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. İlgililerin dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Çocuğun dava hakkı, ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Yukarıdaki süreler geçtiği halde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.", 295. maddesinde; "Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz." hükümleri yer almaktadır.Somut olayda, davacı vekili, davacının annesi ....’in, bir süre..... ile gayriresmi birlikte yaşadığını, daha sonra annesinin... ile evlendiğini, bu evlilik öncesi ilişkiden davacının doğduğunu, davacının kayden babası görünen davalı ...’in davacının gerçek babası olmadığını, davacının gerçek babasının .... olduğunu ileri sürerek soybağının reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 21/12/1978 tarihinde doğduğu, nüfusa 20/01/1993 tarihinde tescil edildiği, davacının annesi ....’nin 15/01/1985 tarihinde... ile evlendiği, anne .... ile davalı ....’in evlilik öncesi ilişkilerinden olduğuna dair ortak bildirimleri üzerine davacının nüfusa tescil edildiği, davacının doğum tarihinde anne ....’nin resmi bir evlilik kaydının bulunmadığı, davacının Aile Mahkemesinin 2012/890 esas 2013/399 karar sayılı dosyasında açmış olduğu babalık davasının, davacının başka bir kişi ile soybağının devam ettiği gerekçesiyle 30/05/2013 tarihinde reddine karar verildiği, davacının temyize konu davayı 12/06/2013 tarihinde açmış olduğu hususu da dikkate alındığında TMK 300/4.madsindeki 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde bu davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır.Gerçekleşen bu duruma göre; dava, mahkemenin nitelendirdiği gibi soybağının reddi değil, Türk Medeni Kanununun 294. maddesine dayanan sonradan evlenmeyle kurulan soybağına itiraz davası niteliğindedir. Davacı ile davalı ... arasındaki soybağı, davacının annesi .... ile davalı ...’in sonradan evlenmesiyle kurulmuş olup, davacının Aile Mahkemesinin 2012/890 esas 2013/399 karar sayılı dosyasında açmış olduğu babalık davasındaki karar tarihi ile temyize konu davanın açılış tarihi dikkate alındığında TMK 300/4.maddesindeki 1 aylık hak düşürücü süre geçmemiştir. Öyleyse yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve açıklamalar dikkate alındığında hak düşürücü sürenin geçmemiş olduğu gözetilerek, tarafların sunacakları tüm deliller toplanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.