Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13386 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12459 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı vekili kayyım atanmasını istemiştir. Mahkemece ... kızı ... yönünden davanın reddine, diğerleri yönünden kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde, tapuda ... Kızı ...'nin gerçek kimliklerinin, adreslerinin, mirasçılarının tespit edilemediğini, 3561 sayılı Yasa uyarınca kayyım atanmasını istemiş, mahkemece ... Kızı .... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanunun 2/1. maddesine göre, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 427 nci maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamı; bu kimselerin malları üzerinde ...nin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırır. Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder. Türk Medeni Kanununun 427. maddesi uyarınca ise bir kimse uzun süreden beri bulunamaz ve oturduğu yer de bilinemezse, vesayet makamının, yönetimi kimseye ait olmayan mallar için gereken önlemleri alacağı ve bir yönetim kayyımı atayacağı hükme bağlanmıştır.Somut olayda, mahkemece tapu ve nüfus kayıtlarına göre ... oğlu ... ve ...'in, ... kızı ...'nin kardeşleri olduğu ve bu kişilerin nüfus kayıtlarından mirasçıların belirlenileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içerisine getirtilen nüfus kayıtlarına göre ...'in 1925 yılında kendi ailesi ile nüfusa tescilinin yapıldığı ve kardeşi Hamdiye'nin bilgilerine ulaşılamadığı bildirilmiştir. Konuya ilişkin kanun hükümleri ve kanunun amacı gözetilerek tapu kaydı ile yetinilmeyip, dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının ilk tesisinden itibaren bütün tedavül kayıtları ve dayanak belgelerinin tapu müdürlüğünden, vergi kaydıyla ilgili bilgi ve belgelerin belediye başkanlığı ile vergi dairesi müdürlüğünden getirtilip, varsa tanıkların verdiği bilgilerle ilgililer hakkında zabıta araştırması yaptırılıp, kayıt ve belgelerde kimlik bilgileri veya veraset ilamının bulunması halinde nüfus müdürlüğünden ilgililerin nüfus aile kayıtları getirtilerek tapu kaydı malikleriyle irtibatlarının araştırılması, varsa mirasçılara ilişkin veraset belgelerinin istenilmesi ve bu mirasçıların kimlik ve adres bilgilerinin araştırılması, toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla tapu ve nüfus kaydına göre kardeşlerinin bulunduğu ve mirasçılarının belirlenebileceği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.