MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiAsıl dava dilekçesinde, bodrum katta ortak yer olduğunun tesbiti, karşı davada ise bu kısmın ortak yer olmayıp kendisine ait olduğunun tespiti ile davacı-karşı davacının buraya yaptığı kapıcı dairesi olarak kullanılan kısmına müdahalenin men'i ile kapıcının tahliyesi istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; anataşınmazda bulunan B Blok altındaki hali hazırda yönetim kurulu kararı ile kapıcı dairesi olarak kullanılan alanın mülkiyetinin kime ait olduğu hususundaki muarazının giderilmesini ve kapıcı dairesi olarak kullanılan yerin site ortak mahalli olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, davalı-karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde ise; B Blok altında bulunan ve halen kapıcı dairesi olarak kullanılan dava konusu yerde davacının tasarruf hakkının bulunmadığını, davacı tarafça açılan davanın reddinin gerektiğini, kapıcı dairesi olarak kullanılan yerin davalı müvekkiline ait olduğunu, bu nedenle karşı tarafın kapıcı dairesine yaptığı müdahalesinin men'i ile kapıcının tahliyesini talep etmiş, mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.1-Asıl dava yönünden;Anataşınmazın ortak yerlerine el atmanın önlenmesine yönelik hakim müdahalesi istemine ilişkin davalar mülkiyet hakkına dayanılarak açılır. Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 35. maddesi, yöneticinin görev ve yetkilerini belirlemiş olup bunların arasında mülkiyet hakkı ile sıkı sıkıya bağlantısı olan müdahalenin önlenmesine yönelik dava açma yetki ve görevi bulunmamaktadır. Ancak kat mülkiyetinin özelliği itibarıyla uygulamada kat maliki olmayan yönetici, kat malikleri kurulu tarafından özellikle yetkilendirilmiş olması halinde böyle bir davayı açabilir.Dosya içindeki bilgi ve belgeler ile tapu kayıtlarının incelenmesi ve Dairemizin geri çevirme kararı üzerine gelen belgelerden davacı yöneticinin kat maliki olmadığı, kat malikleri kurulu tarafından bu davayı açmak üzere kendisine açıkça yetki verildiğine ilişkin bir kararın da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece, yönetici tarafından açılan asıl dava yönünden aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı gerekçe ile hüküm kurulması,2-Karşı dava yönünden;Bağımsız bölüm maliki olan davalı-karşı davacı tarafından, kapıcı dairesi olarak kullanılan ve dosya kapsamına göre ortak yer olduğu belirtilen yere müdahalenin men'i ve tahliye istemi ile yönetime karşı dava açılmış olup, yargılama sonucu verilecek karar tüm kat maliklerinin hukukunu yakından ilgilendirdiğinden bu tür davaların bütün kat maliklerine karşı açılması gerektiğinden ve somut olayda tapu kaydı ve tüm dosya kapsamına göre davalı yönetici kat maliki de olmadığından davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, davanın esastan incelenerek yazılı gerekçe ile hüküm kurulmuş olması,Doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.