Davacı, dava dilekçesinde velayeti annesinde olan kızının nüfus kaydında "E……. Z…….." olan adının "A……. Z…….." olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek küçüğün adı "N…… Z…….." olarak düzeltilmiş, hüküm davalı H……. A…….. tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı baba evlilik birliği devam ederken açtığı bu dava ile kızının "E…….. Z…….." olan adının "A…….. Z…….." olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek küçüğün adı "Naz Zübeyde" olarak düzeltilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 336. maddesinde (eşlerden herhangi birisine öncelik veya üstünlük tanınmadan) evlilik devam ettiği sürece ana ve babanın, velayeti birlikte kullanacağı öngörülmüş ve 342. maddesinde de ana ve babanın velayetleri çerçevesinde çocuklarını temsil edecekleri ilkesi yine ayırım yapılmadan getirilmiştir. Emredici nitelikteki bu yasa kuralı evlilik birliği içinde velayetin kullanılması kapsamında ana ve baba tarafından çocuk adına açılacak tüm davalar yönünden de geçerlidir. Buna göre, eşlerden biri tarafından açılan davaya diğer eşin muvafakatının olmadığı dikkate alınarak davanın reddi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.