Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12145 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7563 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiY A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının site yöneticilik görevinde bulunduğu 01.08.2004 ve 15.07.2012 tarihleri arasındaki kayıtların incelenmesi için hesap inceleme komisyonu kurulduğunu, rapora göre davalının 15.07.2012 tarihinde yeni göreve gelen yönetime 28.550,10 TL devretmesi gerekirken 20.741,60 TL devrettiğini, 7.808,59 TL farkın davalının zimmetinde bulunduğunu, söz konusu miktarın ödenmesi için davalıya ihtarname gönderildiğini, ancak davalı tarafından herhangi bir cevap verilmediğini, bu nedenle icra takibine başladıkları davalının borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece 16.07.2014 havale tarihli bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline, takibin 6.922,21 TL asıl alacak ve 63,45 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, özellikle 16.07.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda davalı hakkında zimmetinde kalan para nedeniyle asıl alacağın 6.922,21 TL olarak belirlendiği,...4.Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/121 Esas sayılı davalı hakkında açılan ceza davasında alınan bilirkişi raporunda ise yapılan incelemelerde hatalı kayıtlar sonucu 22.792,54 TL fazla gider kaydedildiği bildirilmiştir. Mahkemece ceza dosyası getirtilip raporlar arasındaki çelişki üzerinde durulmamıştır.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu (53. madde) ve halen yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununa (74.maddeye) göre beraat hükmü hukuk hakimini bağlamaz ise de ceza mahkemesinde verilecek mahkumiyet hükmü ve ceza mahkemesi tarafından belirlenen eylemin sabit olup olmadığına dair tespit hükmü hukuk hakimini bağlayacağından anılan dosyanın getirtilmek suretiyle, bekletici mesele olup olmayacağı hususunun değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.