MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiY A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunup gereği düşünüldü:1-Davacının manevi tazminat talebi yönünden;Temyize konu miktar karar tarihi itibarıyla 2.080,00 TL sını geçmemektedir. HUMK.nun 5219 Sayılı Yasa ile değişik 427. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca miktar veya değeri 2.080,00 TL yı geçmeyen kararlar kesin olduğundan miktar yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,2-Davacının kira kaybına yönelik temyiz talebi yönünden;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak;Davacı dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak yoksun kaldığı 2.000 TL kira alacağının tahsilini istemiş, yargılama sırasında da 06.03.2014 tarihli beyanıyla kira alacağının 36.550,00 TL olduğunu yazılı olarak ileri sürmüş ise de, davacının usulüne uygun ıslah beyanı dosyada mevcut olmayıp bu yoldaki beyan dilekçesinin ıslah dilekçesi olarak kabulü mümkün değildir, esasen mahkemece bu beyanın ıslah talebi olarak kabulü ile noksan harç da ikmal ettirilmemiştir. Bu durumda davacı kira alacağı ile ilgili talebinin 2000 TL olduğunun kabulü gerekir. Davacının bu talebi reddedildiğine göre, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği maktu vekalet ücretine hükmedilmesi yerine nisbi vekalet ücretinin hüküm altına alınması, ayrıca sorumluluğun davalıya ait olduğu gözetilmeden kabul ve red oranlarına göre taraflardan harç alınması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.