MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunup gereği düşünüldü:Davacı, dava dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında, ... ad ve soyadı ile tanındığını, yazdığı kitabının dahi bu isimle yayımlandığını bildirerek “...” olan ad ve soyadının "..." olarak düzeltilmesini istemiş; mahkemece, nüfus kayıtlarında bir hata bulunmadığı, davacının ad ve soyadının Türkçe anlamının olduğu, davalının soyadının ise yetersiz, elverişsiz, karışıklığa yol açacak, kötü, iğrenç, gülünç, incitici, küçük düşürücü, alay ve utanç konusu anlamlar taşımadığı, bu nedenlerle değiştirilmesinde hukuki bir yarar olmayıp bu talebin de haklı nedene dayanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre, adın ve soyadın düzeltilmesi haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir. Somut olayda, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar dosyada toplanan kanıtlar ve özellikle tanık anlatımları, sözü edilen Kanun maddesine göre haklı neden sayılarak davanın kabulü ile davacının ad ve soyadının talep gibi düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda aç??klanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.