Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Mahkemece iki kez bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da düzenlenen raporlar hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki: 1-Bilirkişi kurullarınca somut emsal olarak alınan 300 Ada 3 parseldeki 2/4 ve 1/4 payların satışı dosya içinde bulunan tapu akit tablosuna göre kat irtifaklı bir taşınmazdaki bağımsız bölüme ilişkindir. Bilirkişi raporlarında satış bedelinden yapı değeri indirilmemiş olmakla birlikte bu indirimin yapılmış olması halinde dahi kat mülkiyeti yada kat irtifakı kurulu yapılarda bağımsız bölümün değerine, merdiven, asansör, sığınak, kapıcı dairesi, ortak depo, garaj, çatı, merdiven boşlukları gibi ortak yerlerin değeri de dahil olduğu cihetle mücerret bağımsız bölümün yüzölçümüne göre yapı birim fiyatı hesaplanıp düşülmesi yanıltıcı sonuçlara yol açacaktır. Bundan ayrı, satış bedeline, bağımsız bölümün cinsi, bulunduğu kat, manzarası, kullanım amacı gibi unsurlar da etkili olup bu etkilerin satış bedeli içindeki payının objektif olarak değerlendirilip bedelden düşülmesi ve bu itibarla bağımsız bölüm satışlarında, satış bedelinin arsaya tekabül eden kısmının tespiti de olanaksızdır. Bu sebeple zorunluluk olmadıkça bu gibi bağımsız bölüm satışlarının arsalara somut emsal alınmaması gerekmekte olup bu husus dikkate alınmadan ve sözü edilen satışın çıplak arsa satışı gibi değerlendirilmesi suretiyle düzenlenen raporlara dayanılarak hüküm kurulmuş olması, 2-Bilirkişi kurullarının somut emsal aldıkları taşınmazlar ile kamulaştırılan taşınmazın değerlendirmeye esas olan 2006 yılına ait emlak vergisine esas arsa asgari m2 birim değerlerinin ilgili belediye başkanlıklarından sorulup bu değerler arasındaki orana nazaran kamulaştırılan taşınmaz ile emsal taşınmazın birbirlerine olan değerlerine ilişkin olarak bilirkişi kurullarının saptadığı oranın gerçekçi ve makul olup olmadığının denetlenmemiş olması, 3-Bilirkişi kurullarınca somut emsal kabul edilen 322 Ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların alıcı ve satıcısı,satış tarihi ile satış değerlerini gösterir biçimde tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmemiş olması, Kabule göre de; 4-Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik 10.maddesi göz önünde bulundurularak; davacının zemininde paydaş olduğu taşınmaz için saptanacak değer ile davacının malik olduğu yapılar için belirlenecek değerler toplamının kamulaştırma bedeli olarak tespiti ve hükümden önce davalı mal sahibi adına bankaya yatırtılması,bu bedelin hükümle birlikte ödenmesine ve davalı payının iptali ile davacı adına tescile karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 5-Tespit istemini içeren davada Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına, bu bağlamda Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.2.2004 gün ve2004/92-107 sayılı kararına göre vekalet ücretinin maktu tarifeye göre alınacağı gözetilmeden davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi,vekille temsil edilen davacı yararına vekalet ücreti hesaplanmaması ve yine davanın niteliği gereği maktu ilam harcı yerine nispi harcın tahsiline karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Mahkemece belirtilen eksikler giderildikten sonra bilirkişi kurullarından ek raporlar alınmalı ve oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmelidir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.