Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10549 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 9736 - Esas Yıl 2006
Davacı M……… A…….'e velayeten babası İ……… A…….. ile davalı Nüfus Müdürlüğü arasındaki davada Şuhut Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ve Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 20/10/2005 günlü ve 2005/130-186 sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 3/11/2006 gün ve Hukuk-2006/251363 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü:YARGITAY KARARIDavacının davalı Nüfus Müdürlüğüne karşı açtığı davada velayeti altında bulunan oğlu Mehmet Aygün'ün 5/1/1988 olan doğum tarihinin 15/1/1987 olarak düzeltilmesini istediği, mahkemece davanın kabulü ile adı geçenin doğum tarihinin ay ve günü baki kalarak 15/1/1987 olarak düzeltilmesine karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 336. maddesinde "evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar" hükmü mevcuttur. Bu hükme göre eşlerden herhangi birisine öncelik veya üstünlük tanınmamıştır. Aynı Kanunun 342. maddesinde de ayırım yapılmaksızın anne ve babanın, çocuğu velayetleri çerçevesinde temsil edecekleri ilkesi getirilmiştir.Evlilik birliği içinde velayetin kullanılması kapsamında ana ve baba tarafından çocuk adına açılacak tüm davalar yönünden emredici nitelikteki bu hükümler geçerlidir. Buna göre, asıl olan eşlerin birlikte dava açmaları ise de, bunlardan birisi tarafından açılacak davaya diğer eşin sonradan icazetini bildirip olumlu iradesini ortaya koyması ile velayetin birlikte kullanılması gerçekleşmiş olacağından yeterlidir.İncelenen dosyadaki nüfus kayıt örneğinden yaşının düzeltilmesi istenilen küçüğün annesi davacı İsmail A……..'ün eşi S…….. A……..'ün sağ olduğu, ancak davaya katılımının sağlanmadığı anlaşılmaktadır.Mahkemece davacıya, eşinin davaya katılmak ya da duruşmada hazır bulunmak suretiyle icazetini bildirmesi veya icazetini gösteren imzası noterden onaylı belge ibraz etmesi için süre verilmesi, diğer eşin katılımının veya rızasının sağlanamaması durumunda davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eşlerden birisinin istemi yeterli bulunarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 12/12/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.