Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9461 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13364 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar vermeHÜKÜM : Mahkumiyet, temyiz talebinin reddineMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: 31/03/2011 günlü 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 13. maddesiyle değiştirilen Harçlar Kanunu'nun (1) sayılı tarifesinin mahkeme harçları bölümünün “Temyiz, istinaf ve itiraz harçları” kısmındaki “Yargıtay ceza dairelerine yapılacak temyiz başvurularında 40,00 TL temyiz harcı alınacağına” ilişkin (b) fıkrasının 29/12/2011 gün ve 28157 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 20/10/2011 tarih ve 2011/54-142 E.K sayılı kararı ile iptal edildiğinin ve iptal hükmünün 29/06/2012 tarihinde yürürlüğe girdiğinin anlaşılması karşısında; sanık ...'in hak arama özgürlüğünün sınırlanmaması için, Cihanbeyli Asliye Ceza Mahkemesi'nin 08.06.2012 günlü temyiz isteminin reddi kararı kaldırılarak, temyiz talebinin kabulü ile yapılan incelemede; I-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçları nedeniyle verilen hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde; Sanık ...'in adli sicil kaydındaki ..... 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2005/426-2007/496 E.K sayılı ilamı ile hırsızlık suçu nedeniyle verilmiş,03.07.2008 tarihinde kesinleşmiş 4 yıl 6 ay hapis cezası, tekerrüre esas alınmasına karşın, hüküm fıkrasında mahkeme adının ve karar numarasının yanlış yazılması; mağdurun “katılan” sıfatı bulunduğu halde gerekçeli karar başlığına müşteki olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiş; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-Katılan ...'ın işyerini 31.01.2010 tarihinde akşam kapatıp, 01.02.2010 tarihinde 07.15'te açtığında olayı fark ettiğini söylediği, sanıkların hırsızlık suçunu işledikleri saati belirtmediği ve bu şekilde suçun gece vakti işlendiği hususunda şüphe olmasına rağmen 5237 sayılı TCK'nın 143. maddesinden uygulama yapılması,2-Kasten işlemiş oldukları suçlardan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK'nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. .../...fıkrası uyarınca hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ...'in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkında kurulan hükümlerden “Sanıklar hakkında katılana yönelik hırsızlık ve mala zarar verme suçları için 5237 sayılı TCK'nın 143. maddesinin uygulanmasına,” ve T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; "TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların" çıkartılması ile yerlerine “Sanıklar hakkında katılan ...'a yönelik hırsızlık suçu için 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddesi uyarınca belirlenen 3 yıl hapis cezasından aynı Yasa'nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak sanıkların hırsızlık suçundan sonuç olarak “2 yıl 6 ay” hapis cezası ile cezalandırılmalarına” ve “TCK'nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi'nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilerek, TCK'nın 53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan mahkum oldukları hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmalarına” ibareleri eklenmek suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal suçu nedeniyle verilen hükme yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde ise; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Katılan ...'ın işyerini 31.01.2010 tarihinde akşam kapatıp, 01.02.2010 tarihinde 07.15'te açtığında olayı fark ettiğini söylediği, sanıkların hırsızlık suçunu işledikleri saati belirtmediği ve bu şekilde suçun gece vakti işlendiği hususunda şüphe olmasına rağmen 5237 sayılı TCK'nın 116/4. maddesi ile uygulama yapılması,2-Katılanın işyerine birlikte girip hırsızlık yapan sanıklar hakkında, TCK'nın 119/1-c madde ve fıkrasının uygulanmaması, 3-Kasten işlemiş oldukları suçtan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK'nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı .../...doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 4-Sanık ...'in adli sicil kaydındaki ......... 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2005/426 Esas, 2007/496 Karar sayılı ilamı ile hırsızlık suçu nedeniyle verilmiş, 03.07.2008 tarihinde kesinleşmiş 4 yıl 6 ay hapis cezası, tekerrüre esas alınmasına karşın, hüküm fıkrasında mahkeme adının ve karar numarasının yanlış yazılması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ...'in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına,22.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.