MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSuç : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece sanıklar hakkında 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK'nın ilgili maddeleri somut olaya tek tek tatbik edilerek lehe yasanın belirlenmesi yoluna gidilmemiş ise de netice ceza bakımından 5237 sayılı TCK ile yapılan uygulamanın açıkça sanıklar lehine olduğu görülmekle, bu husus ile atılı hırsızlık suçunun geceleyin saat 01.45 sıralarında işlenmesi nedeniyle sanıklar hakkında hüküm kurulurken 5237 sayılı TCK'nın 143. maddesi uygulanarak ceza arttırımına gidilmemesi aleyhe temyiz olmadığından; sanıkların, müştekiye ait aracın kapı kilidini zorlayarak açmaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddesi kapsamında olduğu gözetilmeden aynı yasanın 142/1-e maddesi ile hüküm kurulması ise sonuca etkili bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış; sanıklar müdafiinin karar oturumunda “ceza verilecekse paraya çevrilmesine karar verilmesi” yolundaki taleplerine karşılık, gerekçeli kararda sanıkların sabıkalı olmaları nedeniyle neticeten verilen 6 ay hapis cezasının paraya çevrilmesine ve başka indirim uygulanmasına yer olmadığına dair takdir hakkının kullanılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı görülmekle, bu yönde bozma talep eden tebliğnamedeki düşünceye de iştirak edilmemiştir. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.Ancak;1-T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,2-Bu dava sebebiyle yapılan toplamda 53,20 TL davetiye giderinden her bir sanığın sarfına neden olduğu 17,70 TL nin 6352 sayılı Yasa'nın 100. maddesi ile CMK'nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle sanıklara yargılama gideri olarak yükletilmeyeceğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar .........., ......ve ......... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; "TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların" hüküm fıkralarından çıkartılması ile yerlerine "TCK'nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi'nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına" ibarelerinin eklenmesi ile hüküm fıkrasından yargılama giderleri ile ilgili bölüm çıkarılarak yerine “bu dava sebebiyle yapılan toplamda 53,20 TL davetiye giderinden her bir sanığın sarfına neden olduğu 17,70 TL nin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 324/4. maddesi uyarınca Devlet Hazinesine yüklenmesine” ibaresi eklenmek suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.1.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.