Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 610 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 27228 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlalHÜKÜM : MahkumiyetYerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinin anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK'nın 119/1-c maddesinin uygulanmaması ve suça sürüklenen çocuğun hırsızlık eylemini bina içinde gerçekleştirmiş olması nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkında TCK'nın 142/1-b maddesinin uygulanması gerekirken aynı Yasa'nın 141/1. maddesi ile uygulama yapılması ve hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olan suça sürüklenen çocuğun deneme süresi içinde yeniden kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle dosyanın yeniden ele alınması sırasında, önceki hükmün açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, suça sürüklenen çocuk hakkında beyanları takdiri indirim nedenleri kabul edilerek hakkında TCK'nın 62. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi, karşı temyiz bulunmadığından; Her ne kadar hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK'nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçu da uzlaşma kapsamına alınmış ise de atıfet kuralı uyarınca Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.03.2008 gün ve 2008/6-47 Esas, 2008/43 sayılı kararı ışığında, suça sürüklenen çocuğun yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkacak sonuçtan ikinci kez yararlandırılmasının hakkaniyete aykırı sonuçlar doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin sakatlanmasına yol açacağı değerlendirildiğinden, bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-18 yaşından küçük suça sürüklenen çocuğun kovuşturma aşamasındaki beyanının alınması için görevlendirilen zorunlu müdafiine ödenen avukatlık ücretinin, yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi suretiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye muhalefet edilmesi, 2-6352 sayılı Yasa'nın 100. maddesi ile CMK'nın 324. maddesinin 4. fıkrasına eklenen cümle gereğince, zorunlu müdafiine ödenen avukatlık ücreti olan 160,00 TL'nin mahsubundan sonra yargılama gideri olarak geriye kalan 8,00 TL'nin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle suça sürüklenen çocuğa yargılama gideri olarak yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından “8,00 TL davetiye gideri, tek celselik müdafii ücreti 160,00 TL olmak üzere toplam 168.00 TL yargılama giderinin, suça sürüklenen çocuktan tahsiline,” biçimindeki bölümün çıkartılmasına ve yerine ''yargılama gideri olarak hesaplanan tebligat gideri 8,00 TL ve zorunlu müdafii ücreti 160,00 TL olmak üzere toplam 168,00 TL'nin Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile CMK'nın 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanun'un 100. maddesiyle eklenen değişiklik gözetilerek hazineye yükletilmesine'' cümlesinin eklenmesi suretiyle,eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.