MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık, mala zarar verme, tehdit HÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık ... ile yakınan ...'ın olay öncesinde nişanlı oldukları, hatta bir süre beraber yaşadıkları ancak geçimsizlik sebebi ile kavgalı olarak ayrıldıkları olaydan bir gün önce sanığın yakınan ile yaptığı telefon görüşmesinde "madem öyle bundan sonra benden her türlü kötülüğü bekle, aileni de seni de rezil edeceğim, ağabeylerine, babana seni rezil edecek herşeyi yapacağım, senin a.... koyacağım, ...da seni yaşatmayacağım" şeklinde sözler söylediği bu durumun tanık beyanları ile de sübut bulduğu, bu telefon görüşmesinin ertesi günü sabah evine giden yakınanın kapının zorlanmış, evdeki eşyaların dağıtılmış bir çoğunun kırılmış ve zarar görmüş olduğunu görmesi üzerine kolluğa haber verdiği ve evdeki bu durumun kolluk görevlilerince de saptandığı, yakınanın müracaatında birkaç cd ve dvd 'yi de bulamadığını bunların sanık tarafından çalınmış olduğunu beyan ettiği olayda, 1-Kolluk tarafından yakınanın müracaatının ardından düzenlenen tutanak içeriğine göre buzdolabındaki yiyecekleri yere atmak, perdeleri indirmek kitapları yırtmak gibi şekillerde evdeki pek çok eşyaya zarar veren sanığın, evde daha değerli eşyalar olduğu muhakkak iken yakınan tarafından ayırt edici özellikleri belirtilmeyen ve olayın oluşuna göre de mal edinmesi için makul bir sebebi bulunmayan CD ve DVD'leri almasının hayatın olağan akışına uymadığı gözetilerek şikayetten vazgeçen mağdurun beyanına başvurulup bu hususlar açıklığa kavuşturulmadan hüküm kurulması ve mahkumiyet yoluna gidildiği takdirde ise 5237 sayılı TCK'nın 145.maddesinin de dikkate alınması gerekliliği, 2-5237 sayılı Yasa'nın 142/4. maddesine göre mala zarar verme suçunun ancak hırsızlık suçu ile birlikte işlenmesi halinde şikayet aranmayacağı, suçun anılan Yasa'nın 151. maddesindeki basit halinin şikayete tabi olduğu, yakınanın 15.04.2010 günlü dilekçesine göre de şikayetinden vazgeçtiğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, (1) numuralı bozma sebebinin sonucuna göre sanığın durumunun yeniden değerlendirilmesine zorunluluk bulunması, 3-Sanığa atfedilen sözlerin "madem öyle bundan sonra benden her türlü kötülüğü bekle, aileni de seni de rezil edeceğim, ağabeylerine, babana seni rezil edecek herşeyi yapacağım, senin a.... koyacağım, ...da seni yaşatmayacağım" demesinden ibaret olduğu, sanığın "yaşatmamaktan" kastının sözleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde barındırmama anlamını taşıdığı ve vücut bütünlüğüne yönelik bir saldırı tehditi içermediğinini anlaşılması karşısında sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 106/1. maddesinin 2. cümlesindeki sair tehdit olarak değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle kısmen teblignameye aykırı olarak BOZULMASINA, 29.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.