MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Hırsızlık, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi HÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık ...'ın üzerine atılı hırsızlık suçunun işlendiği tarihin gerekçeli karar başlığında belirtilmemiş olması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir. Sanık ...'ın adli sicil kaydında yer alan tekerrüre esas alınabilecek mahkumiyetleri içinde en ağırı olan ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 14.09.2006 gün, 2006/228 Esas 2006/620 Karar sayılı kararına konu konut dokunulmazlığını ihlal suçundan hükmedilen kesinleşme tarihi 16.03.2009, infaz tarihi 05.11.2010 olan 6 ay 20 gün hapis cezasına ilişkin hükümlülüğünün tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde, dosya arasında bulunan 17.07.2010 tarihli olay ve görgü tespit tutanağı içeriğine göre, hırsızlık eyleminin demir korkuluklu kapısı olan, etrafı istinat duvarıyla çevrili şantiye içerisinden gerçekleştirildiğinin anlaşılması karşısında, suça konu hurda malzemelerinin inşaat alanında bulunması gerekli inşaat malzemelerinden olmaması nedeniyle TCK'nın 142/1-e maddesinde tanımlı suçun oluşmayacağı hususu gözetilerek, müştekiden söz konusu şantiye alanı içerisinde suç tarihi itibariyle bina bulunup bulunmadığının sorulması, bina varsa eklentisinden hırsızlık yapılması nedeniyle sanığın eyleminin TCK'nın 142/1-b bendine uyan hırsızlık suçunu oluşturacağı, bina yok ise aynı Yasa'nın 141/1. maddesinde yazılı suçu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK'nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK'nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK'nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK'nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK'nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK'nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.Somut olayda ise; Toplam 13,00 TL değerinde hurda malzemesi çalan sanık hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK'nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,3-Adli sicil kayıtlarında suç tarihinden önce hapis cezası mahkumiyeti bulunmayan ve suç tarihinde 65 yaşını doldurmuş olan sanık ... hakkında tayin edilen kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK'nın 50/3. maddesine göre para cezası veya tedbirlerden birisine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,4-Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine, aynı maddenin diğer haklar ile a, b, d ve e bentlerindeki hak yoksunluğun ise infaz tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması, ayrıca T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ...'in temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, ceza süresi bakımından 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nun 326/son maddesi uyarınca sanık ...'ın kazanılmış hakkının gözetilmesine, 24.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.