Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3337 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2826 - Esas Yıl 2016





Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar vermek suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine ilişkin .... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 01/09/2015 gün 2014/326-2015/409 sayılı kararı, Dairemizin 19/01/2016 gün 2015/26792 Esas-2016/505 Karar sayılı kararı ile konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar vermek suçları için TCK'nın 53/1-2-3. maddesi yönünden düzeltilerek onanmasına; hırsızlık suçu için CMK'nın 150/3. maddesi ve TCK'nın 53/1-2-3. maddesi yönünden yasaya aykırılık nedenleri ile bozulmasına oyçokluğuyla karar verilen karara karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 24/02/2016 gün 2-2015/343469 sayılı yazısı ile ''Mağdurlar ... Varlı ve ... saat 23.00 sıralarında birlikte kaldıkları eve döndüklerinde kapının kırılarak evden hırsızlık yapıldığını anlamışlardır.Mağdurlar, soruşturma evresindeki ifadelerinde, birlikte kaldıkları eve doğru gittikleri sırada, eve 100 metre kala sanığın aracıyla kendilerine doğru geldiğini ve tedirgin olduğunu söyledikleri ancak olaydan hemen sonra verdikleri bu ifadelerinde sanığın aracından kendilerine ait eşyaları gördüklerine dair bir iddia da bulunmamışlardır. Mağdur ... Varlı mahkemedeki 17/03/2015 tarihli ifadesinde, gördüğü aracın sanığa ait olduğunu bildiğini, araçta kendilerine ait eşyaları gördüğünü ancak şoförü görmediğini, yüzünde puşi olduğunu söylemiş, 19/03/2015 tarihli ifadesinde ise şoförün sanığı andırdığını söylemiştir. Mağdur ... ise mahkemedeki 17/03/2015 tarihli ifadesinde mağduru tanımadığını, şoförü görmediğini, diğer mağdurun sanıktan bahsettiğini söylediği halde, 01/09/2015 tarihli ifadesinde, diğer mğdur ...'nın aracı gördüğü sırada şoförün sanık ... olduğunu söylediğini, ancak olaydan sonra ikisi görüştüğü için mağdur ...'in ifade değiştirdiğini söylemiştir.Sanığa ait aracın fotoğrafı 17/03/2015 tarihinde mağdurlara gösterildiğinde; olay günü gördükleri aracın bu olmadığını, bu aracın ön sol çamurluğunun siyah boyalı olduğunu, kendilerinin gördüğü araçta bunun olmadığını söylemişlerdir.Sanığın eve girip çıktığını gören olmadığı gibi, evinde yapılan aramada herhangi bir suç eşyasına rastlanmamıştır.Suçlamaları kabul etmeyen sanığın suç tarihinde Rize ilinde olduğuna dair savunmasının mevcut deliller karşısında doğru olmamakla birlikte, sanığın bunu farklı saiklerle söylemiş olabileceği, bunun tek başına suçu işlediğini göstermeyeceği düşünüldüğünde, atılı suçları işlediğine dair mağdurların aşamalarda ve birbiriyle çelişen ifadeleri dışında, hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı kanıtlar gösterilip, karar yerinde tartışılmadan yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi nedeniyle hükümlerin bozulması gerektiği yönünde itirazda bulunulması nedeniyle 6352 sayılı Yasa'nın 99 ve 101. maddeleri uyarınca itirazla ilgili yeniden değerlendirme yapılmak üzerine dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:TÜRK MİLLETİ ADINADairemizin anılan kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 24/02/2016 gün 2-2015/343469 sayılı itiraz istemi yerinde görülmemiş olduğundan itirazın REDDİ ile 5271 sayılı CMK’nın 308/2. fıkrası uyarınca Dairemizin 19/01/2016 gün 2015/26792 Esas-2016/505 Karar sayılı kararı ile konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar vermek suçları için TCK'nın 53/1-2-3. maddesi yönünden düzeltilerek onanmasına, hırsızlık suçu için CMK'nın 150/3. maddesi ve TCK'nın 53/1-2-3. maddesi yönünden yasaya aykırılık nedenleri ile bozulmasına ilişkin oyçokluğuyla verilen kararı ile ilgili olarak”sanığın atılı suçları işlediğine dair delil bulunmadığına” yönelik itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 15/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.