MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSuç : HırsızlıkHÜKÜM : Hükmün aynen infazınaMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: Gerekçeli karar başlığında müşteki ... ...'in adının yazılmamış olması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.Müştekilere ait araçların gece vakti kapıları kilitli olarak park edildiği yerden çalındıkları, hükümlünün yakalandığında bu araçları “T şeklinde özel yapılmış kontak kıran” isimli alet ile çaldıklarını beyan ettiği, müşteki ... ...'e ait aracın düz kontak yapılmamış, kontak kilidi kırılmış halde; müşteki ... ...'e ait aracın ise parçalanmış halde bulunduğu olayda, eylem sırasında veya eylem gerçekleştikten sonra araçta meydana gelen hasarın, hükümlünün kastının araçların mülkiyetine yönelik olması nedeniyle ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağı da gözetilerek yapılan değerlendirmede;5237 sayılı TCK'nın 7/2. ve 5252 sayılı Kanun'un 9/3. maddesi uyarınca hükümlü yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilip, anılan Kanun'un 141. ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK'nın 493/1. maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu; somut olayda hükümlünün müştekilere yönelik eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b, 143 maddelerine uyan hırsızlık suçunu oluşturduğu ve 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddesinin 765 sayılı Kanun hükümlerine göre hükümlünün lehine olduğunun anlaşılması karşısında, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nın ilgili maddeleri uyarınca denetime olanak verecek şekilde ayrı ayrı uygulamalar yapılıp, cezalar belirlenip, sonuç cezaların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe olan Yasa'nın belirlenmesi zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ... ...'in temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarının kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.