Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3105 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11446 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme HÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Sanığın tüm aşamalarda alınan beyanında müştekinin işyerinde olaydan önce çalıştığını ve bu nedenle kendisinin işçi olarak çalışması nedeni ile parmak izinin çıkabileceğini belirttiği, müştekinin de işyerinde sanığın olaydan önce çalıştığını, ancak sanığın parmak izinin çıktığı bozuk para kutusunun çekmece içinde bulunduğunu, sanığın çalıştığı süre içinde kasa ile ilgili herhangi bir işlem yapmadığını, müşteriye bakan servis elemanı olduğunu, para kasalarının bulunduğu yer ile irtibatının olmadığını beyan etmiş olması karşısında, müştekinin işyerinde olay tarihi öncesinde kasa işleri ile ilgilenen çalışan olup olmadığının araştırılması, bu kişinin kimliğinin tespiti halinde, müştekinin işyerinde bozuk para kutusunun bulunduğu çekmecenin kilitli olup olmadığı, sanığın bu çekmeceyi açma durumunun olup olmadığı sorularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de;2-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2015/85 sayılı iptal kararı uyarınca sanığın hapis cezasına mahkûmiyetinin kanuni sonucu olarak seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasî hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilememesi nedeniyle hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,3-Sanığa yüklenen işyeri dokunulmazlığını ihlali suçunun 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma kapsamında kaldığı gözetilerek, taraflara usulünce uzlaşma önerisinde bulunularak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,4-Mala zarar verme suçunun 5237 sayılı TCK'nın 142. maddesine 5560 sayılı yasa ile eklenen 4. fıkrasının yürürlüğe girdiği 19.12.2006 tarihinden önce işlendiği ve bu nedenle suçun kovuşturmasının şikayete tabi olduğu, mağdurun 22.06.2010 tarihinde kollukta alınan beyanında sanık hakkında şikayetçi olmadığını belirttiğinin anlaşılması karşısında; mala zarar verme suçu açısından, sanığa 5237 sayılı TCK'nın 73/6. maddesi gereğince şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak, kabul etmesi halinde sanık hakkında 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, ./...Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 09.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.