MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: Sanıklar.... müdafiinin, yüzüne karşı verilen hükmü 15.3.2013 tarihinde temyiz ettiği, mahkemece 30.4.2013 tarihli ek karar ile sanık ... hakkında mala zarar verme suçu yönünden doğrudan verilen adli para cezası ile mahkumiyet hükmünün karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle bu suç bakımından temyiz talebinin reddine karar verilip, ek kararın 30.4.2013 tarihinde sanıklar müdafiine tebliğ edildiği, müdafii tarafından sanık ....hakkında mala zarar verme suçu bakımından verilen ek kararın temyiz edilmediği görülmekle yapılan temyiz incelemesinde;I-Sanık ... hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal suçu ile sanık .... hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;Sanık ...hakkında mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından hüküm kurulduğu sırada eylemine uyan TCK'nın 151/1. ve 116/2. maddelerindeki seçimlik cezalardan hapis cezasının tercih edilmesine rağmen, aynı Yasa'nın 50/2. maddesi ile sanığın adli sicil kaydında yer alan ....Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2008/663-773 Esas-Karar sayılı ilamının tekerrüre esas nitelikte bulunduğu anlaşılmakla, yine aynı Yasa'nın 58/3. maddesindeki düzenlemelere aykırı olarak her iki suç nedeniyle belirlenen kısa süreli hapis cezalarının adli para cezası seçenek yaptırımına çevrilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanıklar ... ve ...... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, II-Sanıklar ...... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.Ancak;Sanıklar hakkında hüküm kurulurken TCK'nın 142/1-b ve 168/1. maddeleri uyarınca 8 ay olarak belirlenen hapis cezasının aynı Yasa'nın 50/1-a maddesindeki adli para cezası seçenek yaptırımına çevrildiği sırada günlüğü 20,00 TL den hesaplanmak suretiyle netice cezanın 4.800,00 TL yerine 5.800,00 TL şeklinde belirlenerek fazla cezaya hükmolunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar.... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkında atılı hırsızlık suçundan kurulan hüküm fıkralarından “5.800,00 TL adli para cezası ” cümlelerinin çıkartılarak yerlerine “4.800,00 TL adli para cezası” cümlelerinin yazılarak, TCK'nın 142/1-b ve 168/1. maddeleri uyarınca sonuç cezanın “4.800,00 TL adli para cezası” olarak belirlenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.