Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2310 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18604 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Karşılıksız yararlanma, mühür bozma HÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Sanık hakkında mühür bozma suçundan kurulan 31.10.2008 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde: Sanık hakkında hükmolunan adli para cezası 5237 sayılı TCK’nın 52/4 maddesi uyarınca taksitlendirilirken hükümde taksit aralıkları gösterilmemiş ise de taksitlerin birer ay ara ile ödeneceği kabul edilmiştir. Sanığın yakın tarihlerde birden çok mühür bozma eylemini gerçekleştirdiği anlaşıldığı halde hakkında 5237 sayılı TCK'nın 43/1 maddesinin uygulanmaması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre sanık ...’nın temyiz talebi yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 2- Sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan kurulan 18.06.2013 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde: Diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak;a) 02.07.2012 tarihinde kabul edilip 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki” Kanunun Geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde, "yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dâhilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanık ya da sanıkları hakkında ceza verilmesine yer olmadığı karar verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi" olduğu değerlendirilip, anılan Kanunun Geçici 2. maddesi gereğince; sanığa, “katılan kurumun bilirkişi tarafından tespit edilecek zararını gidermesi halinde hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verileceği” hususunda bildirimde bulunulduktan sonra yasal sürenin geçmesi nedeni ile sanığa makul bir süre de tanınıp bu süre beklenilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininin gerekli olduğu gözetilmeden, tarafsız bilirkişiye katılan kurumun vergili ancak cezasız zararı tespit ettirilmeden, yasal süre geçirilip yazılı şekilde karar verilmesi, b) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca, kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine, tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücretinin sanığa yükletilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, c) 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,Bozmayı gerektirmiş katılan ... vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 14.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.