MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını ihlalHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosya kapsamından, 14.11.2009 günü tespit edilemeyen bir vakitte, müştekinin ikametinin balkon PVC si zorlanmak suretiyle girilerek, toplamda 6.500,00 TL değerindeki ziynet eşyaları ve 2 adet cep telefonunun çalındığı, başlatılan tahkikat kapsamında, müşteki tarafından imei numarası bildirilen 1 adet cep telefonun hangi hatlarla kullanıldığının ilgili GSM şirketlerine sorulduğu, gönderilen müzekkere cevabında, yalnızca suça konu telefona takılı bulunan hatların ve hat sahiplerinin isimlerinin bildirildiği, her hangi bir görüşme dökümünün gönderilmediği, arayan-aranan numarları gösterir bilgilerin ise Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından istenmesi gerektiğinin tutanağa derc edildiği, bu yolla ulaşılan ve hat sahibi olarak ismi bildirilen ....'ın, arkadaşı olan suça sürüklenen çocuk ....'ın, kendisine bir telefon verdiği, bir müddet kullandıktan sonra iade ettiği yolunda beyanda bulunduğu, yine hat kullanıcısı olarak ismi bildirilen suça sürüklenen çocuğun ise 19.12.2010 tarihli ifadesinde, cep telefonunu yaklaşık 1 yıl kadar önce ......'dan 130,00 TL ye satın aldığı, 1 ay kadar kullandıktan sonra ......'de seyyar telefonculuk yapan bir şahsa sattığını beyan ettiği, mahkemece, bu delillerle suça sürüklenen çocuğun atılı hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından mahkumiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, öncelikle suça konu telefonun suç tarihinden sonra arayan-aranan numaralar ve baz istasyonlarını da gösterir şekilde görüşme dökümlerinin celbi ile telefonun çalındıktan sonra ilk kullanıcısının tespit edilmesi, bu şahsın etraflı bir şekilde beyanının alınması, suça sürüklenen çocuğun, suça konu telefonu satın aldığını söylediği hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen ..... ile yüzleştirilmesi yoluna gidilmesi ile suça sürüklenen çocuk hakkında TCK'nın 142/1-b, 151/1, 116/1 ve 31/3. maddeleri ile aynı Yasa'nın 165. ve 31/3. maddelerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının araştırılarak, elde edilecek tüm deliller çerçevesinde suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Kabule göre de;2-Suça konu eşyanın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi uyarınca hırsızlık suçundan temel ceza belirlenirken alt sınırdan hüküm kurulması, 3-Suç tarihinde 18 yaşını doldurmamış olan ve daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından neticeten hükmolunan kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların, TCK'nın 50/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı bulunan seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğunun değerlendirilmemesi, 4-5271 sayılı CMK'nın 231/6-c maddesinde öngörülen zararın maddi zarar niteliğinde olup manevi zararı kapsamadığı, bu itibarla maddi zarar doğurmayan ya da doğurma ihtimali bulunmayan suçlarda bu koşulun aranmasına gerek bulunmadığı, suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde sabıkasız olduğu gibi oturum zabıtlarına her hangi bir olumsuz davranışının da yansıtılmadığı görülmekle, konut dokunulmazlığının ihlali suçunda mahiyeti itibariyle tazmini gerektirir bir zarar bulunmadığı da gözetilmeden, CMK'nın 231/b bendinde yer alan ölçütün tartışılıp değerlendirilerek karar verilmesi yerine, konut dokunulmazlığının ihlali suçunda zararın karşılanmaması gerekçe gösterilerek, yetersiz gerekçe ile CMK'nın 231/5. maddesinin uygulanmaması, 5-Yargılamaya çocuk mahkemesi sıfatıyla bakıldığının gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk .... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, ceza süresi bakımından 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nun 326/son maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun kazanılmış hakkının gözetilmesine, 23.2.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.