Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 197 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 19077 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetYerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1-Suça sürüklenen çocuklar hakkında düzenlenen kamu hastanesi psikiyatri bölümü sağlık kurulu raporu ve haklarında düzenlenen sosyal inceleme raporları içeriğinde, suça sürüklenen çocuklar ... ve ...'ın "işledikleri suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabildikleri ancak gelişme dönemi itibariyle davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin tam olarak gelişmediğinin" belirtildiği, TCK'nın 31/2. maddesi uyarınca davranışlarını yönlendirme yeteneği bulunmayan çocukların ceza sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuklar hakkında CMK'nın 223/3-a maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi,Kabul ve uygulamaya göre de, 2-Haklarında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen suçun diğer iştirakçiler suça sürüklenen çocuklar ... ile haklarında mahkumiyet hükmü kurulan suça sürüklenen çocuklar ... ve ...'ın dört kişi olarak birlikte benzin istasyonuna geldikleri, ...'ın dışarda beklediği sırada ...'nin tuvalete girme bahanesiyle içeri girip, yan tarafta bulunan soyunma odasındaki dolaptan katılana ait çantayı alıp çıktıkları,...'ı ellerinde çanta ile gördükleri, çanta içindeki 1100 TL parayı paylaştıkları, paranın bir kısmını olay günü harcadıkları, suça sürüklenen çocuklar ...'ın paranın çalıntı olduğunu bildiklerini ancak ...'ın hırsızlık yapacaklarından haberleri olmadığını iddia ettikleri, ...'nin ise hep birlikte suçu işlediklerini ileri sürdüğü olayda başından beri bir arada bulunan ve arada zaman kesintisi olmadan, ele geçen prayı birlikte harcayan suça sürüklenen çocukların eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde uygulama yapılması,3-a-5237 sayılı TCY’nın 50. maddesinin 1.fıkrasında, seçenek yaptırımlar ana başlığı altında sayılmış bulunan (a,b,c,d,e,f) bentlerine birer alt başlık olarak yer verilmiş olması, böylece uygulayıcıya geniş bir alanda benzeri yaptırımları belirleme ve uygulama yetkisinin de tanındığı açık olmakla birlikte; somut olayın özelliklerine ve maddenin düzenleme amacına uygun yorum yapılarak yaptırım belirleme zorunluluğunun bulunduğu, bunun da öncelikle suçluyu ya da toplumu, kimi zaman her ikisini de korumaya yönelik bir güvenlik tedbiri niteliğini taşıması gerektiği gözetilmeden, Anayasal bir hak olan dolaşım ve haberleşme özgürlüğünü sınırlayıcı biçimde “suça sürüklenen çocuların ikametgahlarında bulunan internet kafelere gitmekten yasaklanmasına yönelik” yazılı biçimde uygulama yapılması,b-Belirlenen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde, tekrar hapse çevrilemeyeceğinin düşünülmemesi, c-Hükmedilen para cezasının ödenmemesi halinde, 5275 sayılı Yasanın 106/4. maddesi uyarınca tekrar hapse çevrilemeyeceğinin düşünülmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son. maddesinin gözetilmesine, 10.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.