Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1729 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 27 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSuç : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Sanıkların, müştekiye ait park halinde bulunan kilitli aracının kapısını, tornavida ile açarak, düz kontak yapmak suretiyle çalmaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin TCK'nın 142/2-h maddesinde yazılı bulunan suça uyduğu gözetilmeden, sanıklar hakkında aynı Yasa'nın 142/1-e maddesi ile uygulama yapılarak eksik cezaya hükmolunması, 2-Soruşturma aşamasında, sanık .......'nın atılı suçu sabah 07.00 sıralarında işlediklerini söylediği, sanık ...........'un ise suça konu aracı geceleyin 00.30 sıralarında çaldıklarını beyan ettiği, temyiz dışı ...........'ın ise atılı suçlamayı kabul ettiği, ancak eylem saati bakımından bir beyanda bulunmadığı, sanıkların yargılama aşamasında da suçu ikrar yönündeki beyanlarını sürdürdükleri ancak suç saatine ilişkin beyanlarının tespit edilmediği, UYAP sorgulamasında, 20.09.2015 olan suç tarihi itibariyle yaz saati uygulaması da dikkate alındığında 05.46 ile 20.08 saatleri arasında kalan zaman diliminin gece olarak kabulü gerektiğinin anlaşılması karşısında, sanıkların yeniden celbi ile eylem saatinin her hangi bir kuşkuya yer bırakmaksızın açıklattırılarak, elde edilecek sonuca göre sanıklar hakkında TCK'nın 143. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, 3-Sanıklar hakkında TCK'nın 143. maddesinin uygulanma koşullarının varlığını tespit halinde, atılı bulunan TCK'nın 142/2-h ve 143. maddelerinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırının 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektirmesi karşısında, 5271 sayılı CMK 150/3. maddesi uyarınca istemlerinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın sanıklara zorunlu müdafii atanması gerektiğinin dikkate alınmaması, 4-21.9.2015 tarihli yakalama tutanağı ve sanıkların soruşturma aşamasındaki beyanlarına göre, samimi ikrarda bulunarak, müştekiye ait aracı çaldıklarını itiraf edip, aracın, jant, lastik ve kolonlarını söktükten sonra, ............... Mahallesinde boş bir araziye terk ettikleri yolunda beyanda bulunmaları üzerine, tarif edilen yerde yapılan aramada, müştekiden çalıntı aracın hasarlı şekilde ele geçirilerek, soruşturma aşamasında müştekiye iade edildiğinin anlaşılması karşısında, müştekinin yöntemine uygun şekilde celbi ile yapılan kısmi iade nedeniyle ceza indirimine rızasının bulunup bulunmadığı sorularak, sonucuna göre, 5237 sayılı TCK'nın 168/1. maddesi kapsamında sanıklar hakkında değerlendirme yapılması zorunluluğunun gözetilmemesi, 5-T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ......... ve ...........'un temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, ceza süresi bakımından 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nun 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış hakkının gözetilmesine, 4 nolu bozma sebebinin hükmü temyize getirmeyen .........'a sirayetine, 16.2.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.