MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık, mala zarar verme HÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: I-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;Dosya kapsamından, olay günü geceleyin saat 04.00 sıralarında ........... Caddesi üzerinde devriye gezen ekiplerin, 5607 Sokak üzerinde seyir halinde bulunan motosikletli bir şahsı görerek şüphe üzerine takip ettikleri, ancak ............. Sokak üzerinde şahsı gözden kaçırdıkları, adres bölgesinde araştırma yapan ekiplerin tesadüfen ........... Sokak üzerinde suça konu motosikleti terk edilmiş halde buldukları, 10 metre kadar ileride bir ağaç arkasında saklanmış olan sanığı da görerek yakaladıkları, yapılan araştırmada, motosikletin ........ Mahallesi ......... Sokak No:......... sayılı yerden çalındığının anlaşıldığı, sanığın aşamalarda atılı suçu kabul ederek motosikleti bir müddet götürdüğü yolunda beyanda bulunduğu, duruşmada dinlenen ve tutanak içeriğini doğrulayan zabıt mümzilerinin beyanları ile yakalama tutanağı da dikkate alındığında atılı hırsızlık suçunun tamamlanmış olduğu görülmekle, TCK'nın 35. maddesinin tartışmasız bırakılması yönünde bozma talep eden düşünce ile her ne kadar hükmün gerekçesinde “sanığın adli sicil kaydındaki mahkumiyet ilamlarına göre ileride bu yönde bir suç işlemeyeceği bakımından mahkememizde vicdani kanaat oluştuğundan hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermek gerekmiştir” denilip, bu kez hüküm fıkrasında “5271 sayılı Yasa'nın 231/6. maddesindeki koşullar oluşmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına” şeklinde karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirilmiş ise de, 28.7.2011 günlü “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına” ilişkin kısa kararın sanığa tefhim kılındığı, gerekçeyi içerir kararın dahi bu yönde olduğu, sadece gerekçeli kararın son paragrafında maddi yazım hatası sonucu sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin yazılı bulunduğu, sanık hakkında TCK'nın 51. maddesinin değerlendirildiği sırada da “adli sicil kaydına göre yeniden suç işlemeyeceği yönünde kanaat gelmemesi nedeniyle verilen cezanın ertelenmesine yer olmadığına “ karar verildiği göz önüne alındığında, mahkemenin amacının sanık hakkında kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde olmadığı, nitekim sanığın adli sicil kaydında kasıtlı suçlardan çok sayıda verilmiş mahkumiyet hükümlerinin bulunduğu, CMK'nın 231. maddesinin yasal olarak da tatbikine olanak olmadığı değerlendirilmekle, bu yönde de bozma talep eden tebliğnamedeki düşünce benimsenmemiş; sanığın adli sicil kaydında yer alan ve TCK'nın 58. maddesi uyarınca tekerrüre esas bulunan .......Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2007/434-656 Esas-Karar sayılı ilamının mala zarar verme suçu nedeniyle kurulan hükmün devamında uygulandığı, bahse konu paragrafın incelenmesinde, suç adı belirtilmeksizin, “sanığın mükerrirlere özgü infaz rejimine tabi tutulmasına” şeklinde kurulan hükmün sadece TCK'nın 151/1. maddesi kapsamında kalan mala zarar verme suçuna özgü olup hırsızlık suçuna sari olmadığı anlaşıldığından, hırsızlık suçu bakımından TCK'nın 58. maddesinin uygulanmaması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.Ancak;T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık .... ve O yer Cumhuriyet Savcısı'nın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; "TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların" hüküm fıkrasından çıkartılması ile yerine "TCK'nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi'nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına" ibarelerinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;1-Sanığın hırsızlık eyleminin, suç konusu motosikletin mülkiyetine yönelik olduğunun anlaşılması karşısında, ayrıca mala zarar verme suçunun oluşmayacağı gözetilmeden atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi, Kabule göre de; 2-5275 sayılı Yasa'nın 108/4-5-6. maddesi gereğince, mükerrir sanık hakkında denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevinin, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverilme kararını verecek olan mahkemeye ait olduğu gözetilmeden, sanık hakkında TCK'nın 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulandığı sırada infazı kısıtlayacak biçimde denetimli serbestlik süresinin 1 yıl 11 ay 10 gün olarak belirlenmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi, 3-T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık........ ve O yer Cumhuriyet Savcısı'nın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.