MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlalHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: 1-2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanun'un ek 6. vd maddelerine göre teşhis; olaydaki failin, gözaltına alınan şüpheli ile aynı kişi olup olmadığının belirlenmesi bakımından mağdur veya tanığa Cumhuriyet Savcısı'nın talimatıyla kolluk tarafından yaptırılan yüzleştirme işlemidir. İdeal bir teşhiste; teşhisi yapacak olan ile teşhis edilecek şahıs/şahıslar arasında aynalı cam olmalı, teşhis için kullanılan manken kişiler ile şüpheli ya da sanığın fiziksel özellikleri ve kıyafet tarzları benzer olmalı, aynalı cam bulunan teşhis odasına şüpheli ve sanık dışında en az üç, dört adet manken şahıs konulmalı, şahısların yerleri ve duruma göre kılık kıyafetleri vs. değiştirilerek işlem birkaç kez tekrarlanmalıdır. Her seferinde şüpheli ya da sanık teşhis odasında olmayabilir. Her teşhis işleminden önce teşhisi yapacak olana “şüpheli ya da sanığın teşhisi odasında bulunan kişiler arasında olmayabileceği” de hatırlatılarak teşhis yapılması istenmeli ve tüm işlemler tutanağa bağlanmalıdır.Dosya kapsamından; olay günü gece saat 21.00 sıralarında, ikametine dönen müştekinin, içeride hırsız olduğunu fark etmesi üzerine, hemen aşağıya inip yardım istediği, bu sırada zemin üstü birinci katta bulunan ikametten başında siyah bir bere bulunan erkek bir şahsın aşağıya atladığı, elektrik direğinin altında olacak şekilde şahıs ile müştekinin bir kaç saniye göz göze geldikleri, şahsın ikametten çalmış olduğu cep telefonu, fotoğraf makinesi ve kol saati ile birlikte olay yerinden kaçıp gittiği, müştekinin aynı gece müracaatta bulunarak, göz göze geldiği şahsın eşgal bilgilerini verip şikayetçi olduğu, olayla ilgili tahkikat devam ederken, 23.2.2011 günü başka bir hırsızlık olayı şüphelisi olarak yakalanan sanığın müştekiye gösterildiğinde, müştekinin 3 kişi arasından sanığı teşhis ettiği, sanığa bere giydirilmek suretiyle yeniden teşhis işleminde bulunulduğu, tutanağa, müştekinin teşhisinde ısrarlı olduğunun derc edildiği, bu yolla yakalanan sanığın atılı suçlamayı kabul etmediği, müştekinin teşhisinde yanılmış olabileceğini beyan ettiği, yargılama aşamasında müşteki ile sanığın yüzleştikleri, müştekinin, sesini duyan alt kat komşu çocuklarının kaçan şahsı bir süre kovaladıkları, soruşturma aşamasında sanığı teşhis etmiş ise de, teşhisinde yanılmış olabileceği yolunda beyanda bulunduğunun anlaşılması karşısında, müştekinin yeniden celbi ile olay gecesi sanığı kovaladığını söylediği komşusunun kim olduğunun açıklattırılarak, bu şahsın tanık sıfatıyla dinlenmesi, mümkünse sanık ile yüzleştirilmesi yoluna gidilmesi, aksi halde sanığın son tarihli tüm cephelerden çekilmiş rötuşsuz fotoğraflarının temin edilerek tanığa gösterilmesi ile suça konu cep telefonun iletişim bilgilerinin getirtilerek olaydan sonra sanık tarafından kullanılıp kullanılmadığının araştırılması, sanığın suç tarihinde kullandığı cep telefonunun suç mahallinde sinyal verip vermediğinin tespiti ve elde edilecek tüm deliller çerçevesinde sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, müştekinin sonradan kısmen döndüğü ve yasal ölçütleri taşımayan teşhis işlemine itibar edilmek suretiyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Kabule göre de;2-Sanığın tekerrüre esas alınan Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2009/698 Esas 2010/739 Karar sayılı ilamı ile birden fazla cezaya hükmedildiği anlaşılmakla ceza süresi bakımından en ağır ilam niteliğinde bulunan 12 ay 15 gün hapis cezasını içeren mahkumiyet hükmünün tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi, 3-T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ...'ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.