Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 112 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 26225 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetYerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Dosya kapsamına göre hırsızlığın yapımı devam eden inşaat halindeki binanın içerisinden gerçekleştirilmiş olması nedeniyle mahallinde keşif yapılarak söz konusu inşaatın kapı ve pencerelerinin bulunup bulunmadığı, bina vasfını kazanıp kazanmadığı, malzemeleri çalmak için müştekinin beyanında geçen kilitli bölümden geçmenin zorunlu olup olmadığı hususlarının tespit edilmesi ve sonucuna göre suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b veya aynı Kanun'un 142/1-e maddelerinden birinin uygulanması gerekip gerekmediği tartışılamadan yazılı şekilde karar verilmesi ile UYAP kayıtlarına göre suç tarihinde güneşin batış saatinin 17.45 olduğu, TCK nın 6/1-e maddesi uyarınca saat 18.45'den sonraki zaman diliminin gece olarak kabul edilmesi gerektiği, dosya kapsamına göre eylemin saat 22.40 sıralarından gerçekleştirildiğinin anlaşılması karşısında; hırsızlığın gece vakti işlendiğinin kabulü gerekirken, 5237 sayılı TCK'nın 143. maddesi gereğince artırım yapılmayarak eksik cezaya hükmedilmesi hususları, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Her ne kadar hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK'nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçu da uzlaşma kapsamına alınmış ise de atıfet kuralı uyarınca Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.03.2008 gün ve 2008/6-47 Esas, 2008/43 sayılı kararı ışığında, suça sürüklenen çocuğun yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkacak sonuçtan ikinci kez yararlandırılmasının hakkaniyete aykırı sonuçlar doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin sakatlanmasına yol açacağı değerlendirildiğinden bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.Ancak; 5271 sayılı CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca, 18 yaşından küçük suça sürüklenen çocukların savunmasını yapması için zorunlu müdafi görevlendirilmesi nedeniyle, müdafiiye ödenen ücretin, suça sürüklenen çocuklara, yargılama gideri olarak yükletilmesine karar .../...verilmesi suretiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye aykırılık meydana getirilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından yargılama giderlerine ilişkin bölümün çıkartılarak yerine “tebligat gideri 24,00 TL'nin suça sürüklenen çocuktan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.