Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9959 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3607 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 5. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/10/2013NUMARASI : 2011/193-2013/395Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı alacaklı vekili, borçlu M.. B.. aleyhinde yürütülen icra takiplerinde borca yeterli mavarlığının tespit edilemediğini, borçlunun alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazını eşi ve çocukları olan diğer davalılara satarak devir ettiğini ileri sürerek satış ve intifa hakkının kaldırılmasına ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı borçlu vekili, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, aciz vesikası bulunmadığını, müvekkili ile davalı eşi Gülümser'in beş defa evlenip boşandıklarını, 27.04.2001 tarihli çocuklara yapılan çıplak mülkiyet satışının müvekkilinin başka bir kadınla evli iken yapıldığını, çocukların 2002 yılında müvekkili ile anneleri ayrı iken paylarının yarısını annelerine satarak devir ettiklerini, müvekkilinde kalan intifa hakkının ise 2007 yılında kaldırıldığını, söz konusu atış işlemlerinin borcun doğduğu 2007 yılından önce yapılması nedeniyle iptal davası koşullarının oluşmadığını müvekkili ile davalı Gülümser'in taşınmazdaki intifa hakkının kaldırılması karşılığında boşandıklarını, boşanmanın muvazaalı olmadığını, davalı Gülümser'in müvekkilini resmi evrakta sahtecilik suçundan şikayet ettiğini bu nedenle müvekkili aleyhine Bakırköy 14.Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2008/313 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, davanın devam ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Diğer davalılar vekili, tasarrufların borcun doğumundan önceki tarihte yapılması nedeniyle iptal davası ön koşulunun oluşmadığını, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, müvekkili Gülümser ile borçlunun 5 defa evlenip boşandıklarını, boşanmanın muvazaalı olmadığını, son olarak borçlunun intifa hakkını kaldırması karşılığında boşanmanın gerçekleştiğini, aciz vesikası bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece borçlunun 2007 yılında keşide ettiği çekler nedeniyle yapılan icra takiplerinde haczi kabil malvarlığına rastlanılamadığının tespit edildiği, haciz tutanaklarının İİK'nun 105 ve 143 maddeleri uyarınca aciz vesikası niteliğinde olduğu, iptal istenilen tasarrufların borcun doğum tarihinden çok önce 2002 yılında yapıldığı, borçlunun taşınmaz üzerindeki intifa hakkının ise 2007 yılında kaldırıldığı şahsa sıkı sıkıya bağlı olan (karğır apartman niteliğindeki taşınmazın kullanımına dair) intifa hakkının ise haczinin mümkün olmadığı, haczi mümkün olmayan bir hakla ilgili tasarrufun iptali davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 3,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 01/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.