MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R-Davacılar, 13/08/2008 tarihinde davalı ... sevk ve idaresindeki ...plaka sayılı aracın, kendilerinin üzerinde bulunduğu motorsiklete çarparak yaralanmalarına neden olduğunu, kazanın karşı aracın kusuru nedeni ile meydana geldiğini, kaza sonucu sakat kaldıklarını, bu durumun kendilerini olumsuz etkilediğini, sakatlığın kendilerinin ruh ve vücut bütünlüğünü tamir edilemez derecede tahrip ettiğini belirterek her biri yönünden 9.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalılar vekili, davanın zamanaşımı süresinin dolduğunu, motorsiklet sürücüsü davacı ...'in asli kusurlu bulunduğunu, davacıların basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek şekilde yaralandıklarını, davacı ...'ın ayağının kırılmasının kaza ile ilgisi olup olmadığının meçhul olduğunu, davacıların sakat kaldığını gösteren belge olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre,davacı ...'ın manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 7.000,00 TL'nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davacı ...'in manevi tazminat istemine ilişkin davanın açılmamış sayıldığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere göre davalılar vekilinin aşağıdaki bend kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı ..., davalı sürücünün tam kusuruna dayalı olarak dava açmış; 9.000 TL manevi tazminat talep etmiş olup yapılan yargılama sonunda davacı ile birlikte dava açan motorsiklet sürücüsü İzzet’in kusurunun %60 olduğu anlaşılmıştır. Hakim, manevi tazminata 6098 Sayılı TBK 56. madde (eski Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi) hükmüne göre, özel durumları göz önünde tutarak adalete uygun olarak hükmeder. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Bu durumda hükmedilen manevi tazminat miktarı, somut olayın özellikleri, kaza tarihi, davacının maluliyet oranı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olayın meydana gelmesindeki etkiler gibi hususlar birlikte değerlendirilerek belirlenmelidir. Somut olayda; olayın oluş şekli, kaza tarihi bir arada değerlendirildiğinde hükmedilen manevi tazminat miktarı bir miktar fazladır. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 03.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.