Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9803 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9642 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Davacılar vekili, 15/11/2011 tarihinde ...sevk ve idaresindeki ...plaka sayılı otobüs ile ... istikametinde seyri halinde 16+300 km.'ne geldiğinde bölünmüş karayolunda karşı yönden trafiğin kullandığı şeride girerek aracının ön kısmı ile ...istikametinden... istikametine sol şeritten giden sürücü ... idaresindeki ...plaka sayılı kamyonetin ön kısmına çarpması ve şarampole inmesi sonucunda ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, ...'dan hareket ederek, ... istikametinde giden . sevk ve idaresindeki ....plaka sayılı araç şoförü, araç muavini ... ve bazı yolcuların kazayı görüp yardım etmeleri için durduklarını ve yardım ettikleri esnada, arkadan kontrolsüz şekilde gelen ... sevk ve idaresindeki ...plaka sayılı otobüsün çarpması sonucu ikinci bir ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen bu trafik kazasında müvekkili ...'in eşi, ... ve ...'ın babası ...'in vefat ettiğini, belirterek eş ... için 50.000 TL, çocuklar ... ve ... için 25.000'er TL olmak üzere toplam 100.000 TL manevi tazminatın, davalılardan ...'nin 10.000 TL ile sınırlı olmak üzere diğer davalılar yönünden 90.000 TL manevi tazminatın 15/11/2011 tarihinden itibaren ticari temerrüt avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ...,kazaya müvekkiline ait olan aracın karışmadığını, ayrıca kazanın meydana gelişi kontrolsüz olarak yardımı gitmeleri neticesinde kaynaklandığını, kontrol önlemleri almaksızın yayaların yola çıkmalarının trafik güvenliğini de tehdit ettiğini, yayaların bu yükümlülükleri yanında illiyet bağı gereğince yardımına gittikleri ilk kazanın ... plaka sayılı araçların sürücüsü ve maliklerinin de ölüme sebep olmak nedeniyle sorumlu tutulmaları gerektiğini ve belirtilen sebeplerle müvekkili belediyeye ait aracın kazaya karışmadığından dolayı .... Belediyesinin sorumlu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... şirketi vekili, davaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiğini, esasa ilişkin olarak da müvekkili şirket sigortalısının söz konusu kazada kusuru bulunmadığını, dava dilekçesinde belirtildiği gibi karayolunda meydana gelen kazaya yardım amacıyla durdukları sırada kaza meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın kusurlu olduğunu, yol durumu gereğince gerekli önlemlerin alması gerektiğini, dikkatsiz ve kazaya neden olan davranışları kendi kusuru ve ihmaline dayandığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,Davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 15.000 TL, diğer davacılar ... ve ... için 5.000'er TL manevi tazminatın davalı ... yönünden olay tarihi 15/11/2011, davalı ... şirketi yönünden dava tarihi 10/04/2012 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davalı ... şirketi sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair ve davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten manevi tazminat istemine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Somut olayda, kaza tarihi, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumularına ilişkin hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacılar için takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve manevi tazminat miktarları bir miktar artırılmak suretiyle hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair ve davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.280,80 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 3.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.