MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/09/2013NUMARASI : 2010/347-2013/312Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:- K A R A R -Davacılar vekili, 07/08/2005 tarihinde meydana gelen trafik kazasında B.Y.'nın hayatını kaybettiğini, müvekkillerinin murisin eşi ve müşterek çocuğu olduğunu, davalılardan Gökhan'ın kazayı yapan sürücü, diğer davalının kazaya karışan aracın maliki olduğunu, müvekkili Gülsüm'ün genç yaşta dul kaldığını, 2001 doğumlu Y.C.'in ise yetim kaldığını, kaza sebebiyle çok büyük ıstırap duyduklarını belirterek, her müvekkili için 50.000,00-TL olmak üzere toplam 100.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/08/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep etmiştir. Davalı G. K.ve dahili davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile; davacı eş için 5.000,00-TL, küçük Y. C. için 4.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve mütelselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ,manevi tazminatın takdirinde 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davacılar vekilinin müvekkili G.. Y.. yönünden temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava trafik kazası nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir.Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Somut olayda,davacı küçük Y.. Y..'nın dava konusu kaza nedeni ile babasının vefat etmiş olması, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alındığında, davacı Y.. Y.. için hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup daha fazla manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı G.. Y.. yönünden davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı küçük Y.. Y.. yönünden davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 28/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.