Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 975 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10501 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :...........Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketinin kasko teminatı altındaki ......... plaka sayılı aracın 02/11/2012 tarihinde yolda bulunan beton bariyerlere ve molozlara çarptığını, çarpma sonucunda aracın pert olduğunu, araç bedelinin sigortalıya 04/01/2013 tarihinde ödendiğini, sovtaj bedeli düşümünden sonra hasar tutarı olan 20.800,00 TL'nin davalı Belediyenin %75 kusuruna karşılık gelen kısmının 15.600,00 TL olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.600,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, kaza yapan aracın çarptığı beton bariyerin trafik sirkülasyonu için İstanbul Büyükşehir Belediyesince yerleştirilmiş olduğunu, bu nedenle kendilerine dava yöneltilemeyeceğini ve ödeme tarihi itibarıya faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile 15.600,00 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş,hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan ve hizmet kusuruna dayanılarak, davalı belediye aleyhinde açılan rücuen tazminat istemine ilişkin olduğundan idari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun'un 2. maddesi hükmü uyarınca tam yargı davası olarak ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Esasen 2918 sayılı KTK.nun hukuki sorumluluğa ilişkin 85 ve onu izleyen maddelerinde araç işletenin sorumluluğu düzenlenmiş olup idarenin kusurundan kaynaklanan sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuştur.2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesinde, "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii, davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.(Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir." şeklinde düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre, davacı tarafından aynı istemli davanın öncesinde idari yargıda açıldığı, İstanbul 6.İdare Mahkemesi'nin 2013/822 E 2013/768 K. sayılı kararı ile Adli Yargı'nın görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verildiği ve Bölge İdare Mahkemesinin 2013/13330 E. ve 2013/12034 K. sayılı kararı ile itirazın reddedildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece elinde derdest bulunan dava dosyasındaki yargılamayı durdurmak suretiyle (UMK md. 19/I) dosyayı kül halinde, yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi açısından Uyuşmazlık Mahkemesine göndermesi, verilecek kararı bekleyerek sonucuna göre karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar vermiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 26/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.