MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, yaya geçidinden karşıya geçiş yapan davacıya tam kusurlu olarak çarpmasıyla oluşan kazada, davacının ağır biçimde yaralandığını, kafa travmasına bağlı olarak %70 görme kaybı oluştuğunu ve malul kaldığını, davacının ... Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü'nde öğrenci olduğunu ve mezun olduğunda 2.500,00-3.000,00 TL. gelir elde edeceğini belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL. geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatının, davalının temerrüt tarihi olan 05.11.2012'den işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 31.01.2014 tarihli artırım dilekçesiyle, taleplerini 50.885,70 TL'ye yükseltmiştir. Davalı vekili, davaya konu kaza nedeniyle davacıya 28.11.2012 tarihinde 13.310,85 TL. tazminatın ödendiğini ve davalının poliçeden doğan sorumluluğunun son bulduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere sigortalılarının kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı olarak zarardan sorumlu olduklarını, ticari faiz isteminin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 50.885,70 TL'nin 28.11.2012 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu trafik kazasında, davacı ile davalının sigortalısının kusur oranlarının tespiti bakımından alınan, 25.01.2014 tarihli raporda belirlenen kusur oranlarının mahkemece benimsendiği, bu kusur oranlarına göre davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlendiği görülmektedir. Davaya konu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen kaza tespit tutanağında, davacının kusursuz olduğu, davalının sigortaladığı araç sürücüsünün, yaya geçidinden geçen davacıya ilk geçiş hakkını vermeme ve yaya geçidine yaklaşırken hızını azaltmama nedeniyle asli kusurlu olduğu yönünde tespit yapılmış; yerel mahkeme tarafından benimsenen 25.01.2014 tarihli raporda ise, davalının sigortaladığı araç sürücüsünün kazada %80 oranında, davacının %20 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Bu durum karşısında, mahkemenin benimsediği kusur raporu, kaza tespit tutanağı ile çelişkilidir. Açıklanan bu nedenler karşısında mahkemece, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurum ve kuruluşlardan seçilecek bilirkişi heyetinden, tüm dosya kapsamı incelenmek ve davalı sigortacı tarafından, davadan önce davacıya ödeme yaparken, sigortalısının tam kusuruna göre tazminat hesabı yapıldığı hususu da dikkate alınmak suretiyle, kaza tespit tutanağı ile mahkemenin aldığı rapordaki kusur belirlemesi arasındaki çelişkiyi gideren, ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık bir rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.