Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9630 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10832 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi-K A R A R-Davacı vekili, müvekkilleri ...'nin oğlu ... ile ...'ün 21/12/2006 tarihinde ... Karayolunun 34-35 km'sinde meydana gelen kazada hayatlarını kaybettiklerini, kaza sonrası ... hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2007/136 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, 2008/40 K sayılı karar ile sanığın 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldığını, sanığın kazada tam kusurlu olduğunu, maktüllerin trafik kazası sonrası yanarak feci şekilde öldüklerini belirterek müvekkilleri için ayrı ayrı 30.000'er TL olmak üzere toplam 120.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/12/2006 tarihinden itibaren alınacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davada davalının ikametgahı olan ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğunu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, tazminat taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkiline izafe edilebilecek bir kusurun bulunmadığını, talep edilen 120.000 TL'lik meblağın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne, davacılar için 30.000,00'er TL olmak üzere toplam 120.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 21/12/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dava haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.Somut olayda kazanın meydana geldiği yer ...Adliyesi adli yargı çevresinde bulunmakta olup davalı vekili süresi içerisinde yetki itirazında bulunarak ... Mahkemelerinin davaya bakmaya yetkili olmadığını, davalının ikametgahı olan ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtmiş ve mahkemece davalının yetki itirazı gerekçe gösterilmeksizin reddedilmiştir.Bilindiği üzere mahkemelerin yetkisi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 5 ila 19.maddeleri arasında düzenlenmiş olup, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi genel yetkili mahkeme olarak belirlenmiştir(m.6).HMK'nın “Haksız fiilden doğan davalarda yetki başlıklı” 16.maddesi hükmü ise;“(1) Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” şeklindedir.Haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin (kesin) yetki olmayıp davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkisini bertaraf etmeyeceğinden, davalının ikametgahı mahkemesi yetkili olmaya devam edecektir.Buna göre; mahkemece, davalının yetki itirazının gerekçe gösterilmeksizin reddiyle işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,(2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 01.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.