MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki ... mirasçıları davalı ... vekili ile davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 26.01.2016 Salı günü davalı ... tarafından gelen olmadı. Temyiz eden davalı ... tarafından gelen olmadı. Davacı tarafdan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacı vekili; davalı ...'in işleteni/sürücüsü olduğu aracın 22.07.2006 tarihinde kırmızı ışık ihlali yapmak suretiyle müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu motosiklete çarpması sonucu meydana gelen kazada yaralandığını, ilk tedavisinden sonra ambulans uçakla ülkesi olan Almanya'ya giderek tedavi olduğunu, ancak olaydan dolayı burnunda koku alamama yönünde kalıcı hasar meydana geldiğini, olay nedeniyle kontak lenslerinin kaybolduğunu, güneş gözlüklerinin kırılarak kullanılamaz hale geldiğini, ayrıca sigorta tarafından karşılanmayan tedavi masrafları yaptığını belirterek, 1.700 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ... vekili; kaza tarihinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, kazanın oluşumunda müvekkilinin ağır kusurunun bulunmadığını, talebin fahiş olduğunu öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.Davalı ...'ün yargılama sırasında ölümü nedeniyle mirasçıları davaya dahil edilmiş, dahili davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 1.700 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-6100 Sayılı HMK.'nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.'nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2013 tarihinden itibaren 1.820,00 TL’ye çıkarılmıştır.Temyize konu kararda davacı için 1.700 TL maddi tazminata hükmedilmiştir.Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden manevi tazminat yönünden verilen karar miktar itibariyle davalılar yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin maddi tazminat hükmüne yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 1930 tarihli Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Devleti Arasında Hukuki ve Ticari Mevaddı Adliyeye Müteallik Münesabatı Mütkabileye Dair Mukavelename gereği Alman vatandaşı olan davacının teminat muafiyeti bulunmasına, 2918 sayılı KTK.'nun 109. maddesine göre uzamış ceza zamanaşımı süresinde dava açılmış olmasına, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.3-Dava; trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 43. maddesinde (6098 s. Türk Borçlar Kanunu md. 52) düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Somut olayda davacının, yolcu olarak bindiği motosiklette, kask takmadan seyahat ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Bu durumda, mahkemece, 6098 sayılı TBK’nin 52. maddesi uyarınca manevi tazminattan indirim yapılması gerekip gerekmediği hususu karar yerinde tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.4-Manevi tazminatın değerlendirilmesinde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan somut olayda kazanın meydana geliş şekli ile davacının kask takmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğu da dikkate alındığında davacı için hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğu, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha az manevi tazminata hükmedilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin maddi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının hükmün kesin olması nedeniyle reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar ... ve ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.