Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 957 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4303 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :.........Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin murisinin davalıların işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları aracı kullanmakta iken gerçekleşen tek taraflı kazada vefat ettiğini belirterek ıslahla birlikte 115.409 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı .........vekili, desteğin tam kusurlu sürücü olması nedeniyle müvekkilinin tazminat sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Davalı ............ açılan davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davalı ....... aleyhine açılan davanın reddine, ... aleyhine açılan davanın kabulü ile 115.409 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen aktüerya bilirkişisi raporunda belirtilen destek tazminatına ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün tam kusurlu olması halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda sürücü tam kusurlu olsa bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına (HGK'nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK'nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar, HGK'nun 16.01.2013 gün, 2012/17-1491 Esas-2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca) göre davalı ... Vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.İşletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91.maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Kural olarak işleten, sürücünün kusuru oranında zarar gören üçüncü kişilere karşı sorumlu olup, zorunlu mali mesuliyet sigortacısı da işletene düşen hukuki sorumluluğu üstlenmektedir. Sürücünün tam kusurlu olarak ölümü halinde, davacıların işletenin sorumluluğunu üstlenen sigorta şirketine karşı, sürücünün mirasçıları sıfatıyla değil de; desteğinden yoksun kalan üçüncü kişiler olarak dava açtıklarının kabul edilmesi karşısında, sürücünün kusurundan zarar görenlere karşı sorumlu olan işleten karşısında da üçüncü kişi olarak kabul edilmelerinin önünde bir engel olmadığı gibi, işletene düşen hukuki sorumluluğu üstlenen sigorta şirketinin zarardan sorumlu tutulduğu durumda, işletenin bizzat kendisinin sorumlu olmayacağının kabulü mümkün değildir. O halde; davalıların zarardan müteselsilen sorumlu olmaları nedeniyle, kararı diğer davalının sorumluluğu yönündeki temyizinde davalı ...'nin hukuki yararının bulunduğunun kabulü zorunlu olduğu gibi hakkındaki karar bu yönü ile kesinleşen davalı ........'ın belirlenen maddi tazminattan sorumluluğuna ilişkin değerlendirme yapılarak davalı ... ile davalı..........arasındaki iç ilişkide geçerli olmak üzere; davalı .........'ın hüküm fıkrasının 1. bendinde yazılı ve davalı ...'nin sorumlu tutulduğu 115.409.-TL maddi tazminattan sorumlu olduğu hususunun tespitiyle yetinilmesi, bu şekilde icrai nitelikte bir hüküm kurulmayarak davacıya karşı davalı ....... yönünden usulü kazanılmış hakkın da ihlal edilmemesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.1.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.