Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 943 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 14474 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi...'nun dava dışı ... Şubesinden iki ayrı kredi kullandığını, bu krediler nedeni ile davalı sigorta şirketince hayat sigortası yaptırıldığını, poliçe süreleri devam ederken poliçe sahibi Ahmet'in 05/06/2013 tarihinde kalp krizi geçirmesi sonucu öldüğünü, müvekkillerinin sigorta poliçesi kapsamında teminat altına alınan vefat bedelinin ödenmesi için davalıya başvuruda bulunduğunu, davalı şirketin ise müteveffanın hipertansiyon hastası olduğunu beyan etmediğinden poliçe hükümlerinin hükümsüz olduğunu belirttiğini, davalının cayma hakkının hukuken mümkün olmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000 TL 'nin teminat altına alınan kredi borcuna karşılık gelen kısmının bankaya, krediyi aşan kısmının ise hak sahibi müvekkillere, sigortalının ölüm tarihi olan 05/06/2013 tarihinden itibaren bankaca uygulanmakta olan temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; dava konusu uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklanması nedeni ile mahkemenin görevsizliğine, davaya bakmaya Samsun Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ../...2014/14474 -2-2017/943Dava, tüketici kredisi nedeni ile hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.05.05.2014 dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.28.11.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun'un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.6502 sayılı TKHK'nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun'un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.Ancak somut olayda; dava tarihi 30/07/2013 tarihinde 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un ilgili maddeleri yürürlükte değildir. Taraflar arasında sigorta sözleşmesi vardır, sigorta sözlşemeleri de TTK’da düzenlenmiş olup mutlak ticari dava söz konusudur. Davacılar murisinin dava dışı Banka’dan tüketici kredisi kullanması bu davanın konusu değildir. O halde dava tarihi itibari ile yürürlükte olmayan kanun maddesinin uygulanmasının söz konusu olamayacağı, davanın mutlak ticari dava olması gözetildiğinde somut olayda davanın görülmesinde ticaret mahkemeleri görevlidir. Mahkemenin dayandığı gerekçe kanunun yürürlük tarihinin 28/05/2014 ../...2014/14474 -3-2017/943 olduğu gözetildiğinde yerinde değildir. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçeyle görevsizlik kararı verilmiş olması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 02/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.