Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9360 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11990 - Esas Yıl 2014





... : 2-... Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın tam kusurlu olarak yaya müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin hayati tehlike geçirecek, yüzünde sabit eser kalacak ve kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığını, sol el parmaklarının işlev göremez hale geldiğini, bir dizi ameliyat geçirmek zorunda kaldığını, elem çektiğini beyanla 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı ... vekili, tarafların kusur durumunu gösteren herhangi bir rapor bulunmadığını, ceza davasının devam ettiğini, talebin fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile; 3.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi (TBK md. 56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerekir. Tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktır. Somut olayda, ceza dosyasında aldırılan ATK raporuna göre davacının vücudunda oluşan kırıkların sayısı, yeri ve sol elinde %22 genel beden gücünde azalma gibi davacının yaralanmasının niteliği yanında, tarafların kusur oranı, ekonomik ve sosyal durumu, duyulan acı gibi nedenler dikkate alındığında, davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarı, duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde değildir. Hükmedilen manevi tazminat miktarı davacı için bir miktar az olup, daha üst düzeyde manevi tazminat takdiri için hükmün bozulması gerekmiştir.3- Davacı dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış olup üç tanığının dinlenmesini istemiştir. Davacı tanıkları dinlenmemiş ve bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar da verilmemiştir. Mahkemece, tarafların tüm delilleri toplanıp, birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.Bu durumda davacı tarafından bildirilen tanıkların usulüne uygun biçimde dinlenilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.