MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, davalıya ... müvekkilinin yolcusu olduğu mobilete ceza dosyasına göre 6/8 oranında kusurlu olarak 07/01/2005 tarihinde çarpması sonucu müvekkilinin yaralanıp tedavi gördüğünü ve 08/08/2012 tarihli raporuna göre %7 oranında malul kaldığını, zararı 08/08/2012 tarihinde öğrendiklerini, davalının zamanaşımı iddiasıyla ödeme yapmadığını beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, kazanın mülga... döneminde meydana geldiğini, 5 yıllık ceza zamanaşımının dolduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik zararı istemine ilişkindir.2918 sayılı KTK.nin 109/1. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." denilmektedir. Aynı kanunun 109/2. maddesinde ise, "Dava, ... cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir. Yine 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun zamanaşımını düzenleyen 60. maddesinde de “ Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ıttılaı tarihinden itibaren bir sene ve herhalde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene sonra istima olunmaz. Şu kadar ki zarar ve ziyan dâvası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsî dâvaya da o müruru zaman tatbik olunur.” hükmüne yer verilmiştir. Zamanaşımının oluşması için zararın ve tazminat sorumlusunun birlikte öğrenilmesi gerekir. Gerek 2918 sayılı KTK’nin 109/1. maddesi gerekse 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 60. maddesinde öngörülen zamanaşımı ve gerekse ceza kanunları gereğince öngörülen ceza zamanaşımı süresinin, zararı ve faili öğrenme tarihinde başlayacağında duraksama bulunmamaktadır. Bu noktada zararın öğrenildiği tarihin belirlenmesinde yarar vardır.Öğreti ve uygulamada kabul edilen genel kurala göre, zarar görenin zararı öğrenmesinden amaç, zararın mahiyeti(kapsamı) ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, davayı ciddi ve objektif şekilde desteklemeye ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olmasıdır. Eğer zararın kapsamını belirleyici husus “gelişmekte olan bir durum” ise zamanaşımı bu gelişme sona ermedikçe işlemeye başlamaz. Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, “gelişen durum” aynı olaya ilişkin olarak zaman içinde zararın artması veya yeni zararların doğması halidir. Bundan ayrı, zarar görenin kendi imkanlarıyla ya da başkasının yardımıyla zarar verici fiilin sonuçlarının gidişini ve kesinleşen durumu değerlendirebilmesi gerekir. Özellikle, vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belli bir açıklığa kavuşmaktadır. Zararın mahiyet ve şümulü hiç anlaşılmadan mutlaka haksız eylem tarihinden itibaren dava açılması gerektiği yolundaki bir görüş, “zararı öğrenme” kavramına uygun düşmez. Nitekim, ... Mahkemesi kararları ve öğretide, vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararlarda zamanaşımı süresinin ancak kesin teşhisten, özellikle sürekli sakatlığa ilişkin kesin raporun öğrenilmesinden sonra başlayacağı kabul edilmektedir.Davaya konu kaza 07.01.2005 tarihinde gerçekleşmiş, dava 25.10.2012 tarihinde açılmıştır....Kazaya sebebiyet veren ve olay tarihinde 15-18 yaş aralığındaki davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın dava dışı sürücüsü hakkında 765 sayılı TCK'ya göre davacıyı tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yaralamaya sebep olmak suçundan (60 gün işten ve güçten kalacak şekilde) 765 sayılı .... maddesine göre 14.12.2005 tarihinde 1.403 YTL adli para cezasına hükmedilmiş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, hüküm itirazın reddi üzerine 18.05.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Somut olayda, davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu ve maluliyetini öğrendiğini belirttiği 09.08.2012 tarihli ... alınma özürlü sağlık kurulu raporuna göre davacının sağ diz ve ayakta %7 oranında sürekli vücut fonksiyon kaybına uğradığı tespit edilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu alınmadan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.Bu durumda mahkemece davacıya ait tüm tedavi evrakları ilgili yerlerden getirtildikten sonra tüm delillerle birlikte dosyanın ... gönderilerek, vücuttaki yaralanmanın ve sürekli işgöremezliğin trafik kazası sonucu meydana gelip gelmediği, sakatlığın kalıcılığı, tıbbi tedaviye cevap verip vermediği, tedavi durumuna göre "gelişen durumun" olup olmadığı, bu yaralanmadan dolayı daimi işgöremezlik oranının belirlenmesi konularında ayrıntılı gerekçeli rapor alınarak davanın zamanaşımı süresinde açılıp açılmadığı tartışılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.