Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9321 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19098 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Dörtyol Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ :24.3.2009-14.2.2012NUMARASI : 2009/212 - 2012/102Taraflar arasındaki Tasarrufun İptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı, davalı borçlular Y. Demir Çelik San.ve Nak.Tic.Ltd.Şti., İ.. G.., E.. G.., N.. G.., K.. Y.., davalı Ö.. A.. ve M.. A.. ,davalı M.. C.. vekilleri ile davalı A.. Ç.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı borçlular Y. Demir Çelik San.ve Nak.Tic.Ltd.Şti., İ.. G.., E.. G.., N.. G.. ve K.. Y.. hakkında icra takibi yaptıklarını adı geçen borçlulardan Y. Demir Çelik San.ve Nak.Tic.Ltd.Şti.'ın alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazdan 7102 parsel 4.kat 4 nolu ofisi 21.10.2008 tarihinde davalı B.. Ç..'e, aynı parsel zemin kat 5 nolu ofisi 25.1.2008 tarihinde davalılar Ömer ve M.. A..'ya, davalı borçlu İ.. G..'ın 903 parseldeki hissesini 20.10.2008 tarihinde kayınbiraderi davalı E. D.'a, onun da aynı taşınmazı 28.10.2008 tarihinde davalı M.. C..'a, 475 parselde kayıtlı taşınmaz hissesini 20.10.2008 tarihinde davalı E. D.'a ,6450 parsel 2.kat 6 nolu bağımsız bölümü 23.10.2007 tarihinde davalı A.. Ç..'e; davalı Borçlu E.. G..'ın 70 parseldeki hissesini 15.10.2008 tarihinde davalı O.. Y..'e, davalı borçlu N.. G..'ın 127 parseldeki hissesini 19.10.2008 tarihinde davalı M.. G..'a, 422, 925 ve 1167 parseldeki hisselerini 20.10.2008 tarihinde davalı Ö. D.'a onun da aynı taşınmazları 24.10.2008 tarihinde davalı O.. D..'e, davalı borçlu K.. Y..'in 4892 parseldeki hissesini 21.10.2008 tarihinde davalı B.. Ç..'e onunda aynı taşınmazı 24.10.2008 tarihinde davalı O.. D..'e ,7103 parseldeki hissesini 20.10.2008 tarihinde davalı B.. Ç..'e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline, davalı 4.kişiler hakkındaki davaların reddi halinde, davalı 3.kişilerin nakten tazminatla sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar Ö.. A.. ve M.. A.. vekili, müvekkilleri hakkındaki davanın tefrik edilmesini ve eksik harcın tamamlanmasını, taşınmazı banka kredisi kullanarak inşaat halinde 170.000 TL bedelle aldıklarını ve içi için 20.000 TL harcadıklarını ve fiilen mobilya mağazası olarak kullandıkların belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı M.. C.. vekili,aciz belgesi sunulmadığını, taşınmazı iyiniyetli 4.kişi olarak 280.000,00 TL bedelle davalı Eyüp'ten aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.Diğer davalılar savunma yapmamıştır.Mahkemece iddia,savunma ve toplanan delillere göre, davalılar Ö.. A.. ve M.. A.. ile M.. C.. dışındaki davalıların borçlu şirket ve ortaklarının hısım ve akrabaları olup ilişkileri itibarıyla borçlu şirket ve şahısların ekonomik durumunu bilmesi gereken kişilerden olduğu, ayrıca bu davalılara yapılan satış bedelleri fahiş oranda düşük olup bu bedellerle taşınmaz alım satımının hayatın olağan akışına ve piyasa şartlarına aykırı olduğu, davalı Ö.. A.. ve M.. A..'ya satışı yapılan 7102 parsel 5 nolu bağımsız bölüm yönünden satışın icra takibinden önce oluşu, davalılar tarafında ödenen bedelin gerçek değere uygun oluşu, taşınmazın halen adı geçen davalılar tarafında ticari faaliyetlerine uygun olarak mobilyacılıkta kullanılıyor olması, borçlularla aralarında yakınlık ilişkisi olmaması nazara alındığında satışın gerçek olup bu davalılar yönünden davanın yerinde görülmediği, davalı M.. C.. yönünden dava konusu 903 parselin borçlu tarafından değil 3.kişi E. D. tarafından satılmış olması, Mehmet Emin'in 4.kişi durumunda olup kötüniyetinin ispatlanamaması, taşınmazın gerçek bedeline uygun alındığının ödeme belgesi ile ispatlanması, taşınmazın fiilen Mehmet Emin tarafından kullanması birlikte değerlendirildiğinde bu davalı yönünden de iptal şartlarının oluşmadığı, satışın gerçek olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalılar M.. C.., Ö.. A..,M.. A.. aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar yönünden açılan davanın kabulü ile 475, 6450, 7102 parsel 4 nolu bağımsız bölüm, 70, 127, 1167, 422, 925, 4892, 7103 parsel nolu taşınmazların kayıt maliki olan davalılara satılmasına dair işlemlerin İİK 277.madde gereğince iptaline ,dava konusu taşınmazların ve taşınmaz hisselerinin tapu kaydının tahsisine gerek olmaksızın davacıya cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmiş, davacı vekilinin tavzih dilekçesi gereğince 2.7.2012 tarihli tavzih kararı ile hüküm kısmının 3.maddesinde belirtilen “dava konusu 6450 parsel 20/200 arsa paylı 2.kat 6 nolu mesken vasfındaki taşınmazın, 70 parsel sayılı taşınmazdaki 39000/78000 hissesinin, 127 parsel sayılı taşınmazdaki 80/280 hissesinin, 925 parsel sayılı taşınmazdaki 56/756 hissesinin, 4892 parsel sayılı taşınmazdaki 591/2400 hissesinin” şeklinde olarak düzeltilmiş; hüküm, davacı, davalı borçlular Y. Demir Çelik San.ve Nak.Tic.Ltd.Şti., İ.. G.., E.. G.., N.. G.., K.. Y.., davalı Ö.. A.. ve M.. A.. ,davalı M.. C.. vekilleri ile davalı A.. Ç.. tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir. Somut olayda, mahkemece davalılar Ö.. A.. ve M.. A..'ya satılan dava konusu 7102 parsel 5 nolu bağımsız bölüm ile davalı 4.kişi M.. C.. satılan dava konusu 903 parsel yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden dava konusu on adet taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.Dava şartları yönünden dosya incelendiğinde; dava konusu 2008/2495 sayılı takip dosyası kapsamından davalı borçlu K.. Y.. adına kayıtlı dava dışı 592 parsel nolu taşınmazla ilgili davacı banka tarafından Dörtyol Sulh HukukMahkemesinin 2012/63 Esas sayılı dosyası ile izale-i şuyu davası açıldığı,adı geçen borçlunun taşınmazdaki hissesinin değerinin 892.500,00 TL olarak belirlendiği ve davanın derdest olduğu,davalı borçlu İ.. G.. adına kayıtlı 19 adet taşınmaz üzerine davacı tarafından haciz konulduğu,davacı haczinin birinci sırada olduğu ve kıymet takdiri sonucu taşınmazlara 600.000,00 TL değer biçildiği, borçlu şirket adına kayıtlı üç adet taşınmaz ile on adet araca haciz konulduğu, davacı haczinin araçlarda birinci sıra, taşınmazlarda ikinci sırada olduğu, davalı borçlu N.. G.. adına kayıtlı bir taşınmaz ile bir aracı üzerine davacı tarafından birinci sırada haciz konulduğu ancak anılan mallarla ilgili kıymet takdirinin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Davalı borçlular adına davacı banka tarafından haciz konulan menkul ve gayrımenkuller bulunduğundan ve bunların bir kısmıyla ilgili kıymet takdiri yapılmadığından ve hacizli mallar satılmadığından 12.11.2008, 25.11.2008 ve 16.3.2009 tarihli haciz tutanaklarının İİK 105 anlamında geçici aciz belgesi olarak kabulü mümkün görülmediğinden öncelikle mahkemece davacı bankaya her borçlu için İİK 143 madde kapsamında kat'i aciz belgesi sunması için süre verilmesi, aciz belgesi sunulduğu takdirde davanın esasının incelenmesi, sunulmadığı takdirde davanın ön koşul yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.Kabule göre de; Davacı ile davalı borçlular arasında 3.8.2005 tarihli kredi sözleşmesi yapılmış ise bu kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun davadan ve dava konusu 2008/2495 sayılı takipten önce ödendiği, eldeki davanın 11.6.2008 tarihli kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilen 1.9.2008 tanzim 15.10.2008 vadeli 750.000,00 TL meblağlı senetten doğduğu anlaşıldığından takip konusu alacağın 11.6.2008 tarihli kredi sözleşmesinden doğduğunun kabulü gereklidir. Somut olayda borçlu şirket tarafından davalılar Mustafa ve Ö.. A..'ya 25.1.2008 tarihinde satışı yapılan 7102 parsel 5 nolu bağımsız bölümle ilgili açılan dava yönünden iptali istenen tasarrufun takip konusu borcun doğumundan önce yapılmış olması nedeniyle bu parsel yönünden davanın ön şart yokluğundan reddine, kendisini vekille temsil ettiren davalılar Mustafa ve Ömer lehine AAÜT'nin 7/2 maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdirine karar verilmesi gerekken davanın esasına girilerek yazılı gerekçeyle hüküm tesisi ve nispi vekalet ücreti takdiri isabetli görülmemiştir.Diğer yandan davalı borçlu İ.. G.. tarafından davalı A.. Ç..'e 23.10.2007 tarihinde satışı yapılan 6450 parsel 6 nolu bağımsız bölüm ile davalı borçlu N.. G.. tarafından davalı M.. G..'a 19.10.2007 tarihinde satışı yapılan 127 parsel yönünden de iptali istenen tasarrufların takip konusu borcun doğumundan önce yapılmış olması nedeniyle anılan parseller yönünden davanın ön şart yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın bu parseller yönünden kabulü doğru görülmemiştir.Yine dava konusu 925 parsel borçlu N.. G.. tarafından 20.10.2008 tarihinde davalı Ö. D.'a, Ömer tarafından da 24.10.2008 tarihinde davalı O.. D..'e satılmış bu parsel yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.Ancak anılan parselle ilgili dava dışı N. G. tarafından N.. G..,Ö. D. ve O.. D.. aleyhine Dörtyol Asliye Hukuk Mahkemesine açılan şuf'a davası sonucu anılan mahkemenin 15.9.2009 tarihinde kesinleşen 2009/33 Esas 2009/474 Karar sayılı ilamı ile şuf'a davasının kabul edildiği ve taşınmazın N. G. adına tescil edildiği anlaşıldığından anılan parsel yönünden eldeki davada hükmün infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece dava konusu 925 parsel nolu taşınmazla ilgili davacı vekiline seçimlik hakkını kullanması konusunda süre verilmesi,taşınmazı mahkeme kararı ile adına tescil ettiren dava dışı N. G.'ı davaya dahil etmesi veya davalı O.. D.. hakkındaki davasını İik 283/2 madde gereğince bedele dönüştürüp dönüştürmediği sorularak N. G. davaya dahil edildiğinde dava dilekçesi ve dahili dava dilekçesinin N. G.'a tebligi ile bildireceği delillerin toplanması, davaya dahil edilmediği takdirde davalı O.. D.. hakkındaki davanın İİK 283/2 madde gereğince bedele dönüşmesi nedeniyle Dörtyol Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/33-474 E-K sayılı şufu davası da incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.Ayrıca dava konusu 903 parsel 20.10.2008 tarihinde borçlu İ.. G.. tarafından davalı E. D.'a, onun tarafından da davalı M.. C.. satılmıştır. Mahkemece davalı M.. C.. hakkındaki dava kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından reddedilmiş olmakla davalı Eyüp hakkındaki davanın bedele dönüştüğü gözönüne alınarak İİK 283/2 madde gereğince tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken bu yönde değerlendirme yapılmaması doğru değildir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı borçlular Y. Demir Çelik San.ve Nak.Tic.Ltd.Şti.,İ.. G..,E.. G.., N.. G..,K.. Y.. 'nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı ve davalılar Ö.. A.. ve M.. A.. ,davalı M.. C.. vekilleri ile davalı A.. Ç..'in temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı borçlular Y. Demir Çelik San.ve Nak.Tic.Ltd.Şti., İ.. G.., E.. G.., N.. G.., K.. Y.., davalı Ö.. A.. ve M.. A.., davalı M.. C.. ile davalı A.. Ç.. geri verilmesine 10.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.